Merhaba değerli okurlar. Öncelikle internet üzerinden yayın hayatına başlayan “politikhane” web sitesi ekibine başarılar diliyorum. Anadolu tabiriyle ifade etmek gerekirse “Tekerinize taş değmesin.”
Hepinizin takip ettiği gibi ülkemizin gündemi coranavirüs salgını oldu. Bu salgını ve bu salgında izlenen politik yaklaşımları çok çeşitli yönleriyle almak mümkün. Elbette konunun ekonomik, sosyal ve siyasi anlamda birçok boyutu ve bu alanlarda ciddi bir yönetememe sorunu olduğu aşikar. Tüm bunların yanı sıra bence ele alınması gereken en önemli noktalardan bir tanesi de “sağlık sistemi” olmalıdır.
Türkiye’nin sağlık sistemine dair çok kapsamlı değerlendirmeler yapıldı ve yapılacaktır da. Fakat ben bu yazıda “Sağlık Bakanı” üzerinden yapılan güzellemelere değinmek istiyorum. Ülkemizde covid-19 hastalığının göründüğü ilk günlerde büyük bir kesim tarafından sağlık bakanının uyku problemi gülünç bir şekilde gündeme getirildi. Sağlık Bakanı Fahrettin KOCA basın mensuplarının sorularını yanıtladığı sırada bir gazeteci bu güzellemelerin dozunu arttırarak Sağlık Bakanı’na günde kaç saat uyuduğunu sorma gafleti içerisine girdi.
Bu günkü siyasi iktidar döneminde ülkede artan özel hastane sayısını bir tarafa bırakalım devlet hastaneleri dahi özelleştirilmeye başlandı. Yapılan devasa hastanelerde halka sağlık hizmeti değil, hastaneyi yapan şirketlere hasta garantisi verildi. Başta bu salgın olmak üzere ülkenin sağlık sistemini ileriye götürecek olan paraya dayalı bir sağlık anlayışı değil, halk sağlığı odaklı ve herkes tarafından ulaşılabilir bir sağlık anlayışıdır. Buradan yola çıkarak birtakım cemaat ilişkileri ağı içerisinde yükselmiş ve büyük bir hastane patronu olan Sağlık Bakanı’nın yapacağı sağlık politikaları ne kadar halkçı olabilir? Kar etme amacıyla kurulmuş bir yapı içerisinde halk sağlığı anlayışı barınabilir mi? Peki bu çelişkiler içerisinde Sağlık Bakanı’nın kaç saat uyduğunun bir önemi olabilir mi? Bakınız hala çözülememiş bir maske krizi var, halkın büyük çoğunluğu hala açıklanan resmi rakamlara itibar etmiyor, hala toplumun büyük çoğunluğunda bir gelecek kaygısı var. Bütün bunların yanında hala fabrikalar çalışıyor ve hala fabrikalarda pozitif vakalar çıkmasına rağmen gerekli önlemler alınmıyor. Bu yapılanların hepsinde Sağlık Bakanı’nın da sorumluluğu yok mu? Bütün bu tabloyu ele aldığımızda Sağlık Bakanı Fahrettin KOCA’nın kaç saat uyuduğunun ne önemi var?
Bunların ötesinde bir de ele alınması gereken başka bir konu da yaklaşan 1 Mayıs. Burada da uzun uzadıya bir değerlendirme yapmaktan ziyade “Madem bu salgın günlerinde işçiler, emekçiler fabrikalarda çalışmaya devam ediyor o zaman bütün fabrikalar 1 Mayıs alanı olmalıdır.” Yaklaşımının en doğru yaklaşım olacağını düşünüyorum.
Taylan KUŞDOĞAN