İsrail, Gazze Şeridi sınırında son zamanlarda yaşanan olaylarda Hamas’ın beklenmedik bir şekilde büyük bir başarı elde etmesiyle sarsıldı. İki Hamas savaşçısını taşıyan beş motosiklet, İsrail ordusunun sınırı kontrol eden askeri istihbarat merkezini ele geçirdi. İsrail için bu tür operasyonları gerçekleştirmek zor olmalı, çünkü askeri istihbarat merkezleri genellikle yüksek güvenlikli binalardır.
Bununla da bitmiyor. İsrail, 2014 yılında ve daha yakın bir tarihte 2021 yılında Gazze’deki Hamas üslerini açık hedef olarak gördü ve hava saldırıları düzenledi. Ancak şaşırtıcı bir şekilde uydu görüntüleri, bu üslerin zamanla genişlediğini gösteriyor. Ayrıca, 7 Ekim saldırısında rol oynayan yamaç paraşütçüleri de burada eğitim almış gibi görünüyor. İsrail ordusu bu gelişmeleri gözden kaçırdı mı, yoksa “seyretmeyi” mi tercih etti, soruları hâlâ yanıtlanmayı bekliyor.
Bu durum, İsrail’de ciddi bir güvenlik açığını gündeme getiriyor. Netanyahu hükümeti, bu zafiyetin nedenini tatmin edici bir şekilde açıklayamadı. Uzmanlar, askeri ve istihbarat açısından büyük bir başarısızlık olduğunu söylüyorlar.
Şimdi elimizdeki bilgilerle olası bir senaryo şu: İsrail’de Yüksek Mahkeme’nin yetkileri, sağcı bir koalisyon tarafından sınırlanmaya çalışıldı ve bu, içsel bir çatışmaya neden oldu. Netanyahu, Gazze Şeridi’ndeki güvenlik düzenlemelerini gevşeterek adeta Hamas’a davetiye çıkardı. Ancak muhtemelen Hamas’ın bu fırsatı nasıl değerlendirebileceğini tam olarak tahmin etmedi. Sonuçta, bu durum İsrail halkının güvenini sarstı.
İsrail ordusunun olanakları göz önüne alındığında, basit silah ve gereçlere sahip bir örgütün, drone’lar, buldozerler, motosikletler ve yamaç paraşütleri gibi araçlarla sınıra saldırabilmesinin başka bir açıklaması olamaz gibi görünüyor. İsrail halkı da bu düşünceyi paylaşıyor; yeni bir ankete göre her 5 İsrailli’den 4’ü, Hamas’ın geçen haftaki saldırısından hükümeti ve Netanyahu’yu sorumlu tutuyor. İsrailli Yahudilerin çoğunluğu, savaşın sonunda Netanyahu’nun istifasını talep ediyor.
Liyakat yerine sadakate dayalı atamalarla yetkilendirilen kişileri önemli görevlere getirdi. Başarısızlıkları kabul etmek yerine her başarıyı kendisine mal etti ve gerçekleri görmezden gelmeye veya duymamaya meyilli göründü. Netanyahu’nun Aralık 2022’deki hükümet koalisyonu İsrail için olumsuz bir dönemin başlangıcı oldu. Bu koalisyon, aşırı sağcılardan ve fırsatçılardan oluşuyor ve ülkenin kötüleşen güvenlik durumunu dikkate almak yerine kendi çıkarlarını koruma amacı güdüyor. Bu hedefe ulaşmak için kutuplaştırıcı politikalar benimsemek, kurumları zayıflatmak ve hükümet içinde çalışanları “derin devlet” ajanları olarak suçlamak gibi bölücü yöntemlere başvurdular.
Hükümet, politikalarının İsrail’in güvenliğini tehlikeye attığı ve dış tehditlerin arttığı bir dönemde, güvenlik güçleri ve uzmanlar tarafından birçok kez uyarıldı. Ancak Netanyahu, bu uyarılara kulak asmadı. Genelkurmay Başkanı hükümetin politikalarının güvenlik üzerindeki etkilerini görüşmek istediğinde Netanyahu, görüşmeyi reddetti. Savunma Bakanı Yoav Gallant, güvenlik uyarısı verdiğinde ise Netanyahu onu kabineden çıkardı. Ancak halkın öfkesi nedeniyle Gallant’ı daha sonra yeniden göreve döndürmek zorunda kaldı. Uzun yıllardır süregelen bu tür tutumlar, İsrail’in başına felaketin gelmesine neden oldu. İsrail ve İsrail-Filistin çatışması hakkındaki görüşler ne olursa olsun, popülizmin bir ülkenin yönetimine zarar verebileceği ve demokrasiler için bir uyarı olabileceği gerçeği göz ardı edilmemelidir.”