MANKURTLAŞMAK

Analiz

Written by:

Ünlü Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov’un ‘‘Gün Olur Asra Bedel’’ adlı romanını okudunuz mu bilmiyorum. Her yaştan insanın okumasını önereceğim bir kitap. Romanda geçen bir efsanede barbar Juan-Juanlar’ın Orta Asya bozkırlarını işgal ettikleri dönemde, tutsaklarına korkunç işkenceler yaptığı, bu işkence yönteminin insanların hafızasını yitirmesine, deli olmasına sebep olduğu anlatılmıştır.

Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek’i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek Juan-Juanlar’ınyaptığı işkenceleri anlatırlarmış. Ama asıl işkenceyi, genç ve güçlü oldukları için satmadıkları esirlere yaparlarmış. İnsanın hafızasını yitirmesine, deli olmasına yol açan bir işkence usulleri varmış. Önce esirin başını kazır, saçları tek tek kökünden çıkarırlarmış. Bunu yaparken usta bir kasap oracıkta bir deve yatırıp keser, derisini yüzermiş. Derinin en kalın yeri boyun kısmı imiş ve oradan başlarmış yüzmeye. Sonra bu deriyi parçalara ayırır, taze taze, esirin kan içinde olan kazınmış başına sımsıkı sararlarmış. Böylece sarılan deri, bugün yüzücülerin kullandığı kauçuk başlığa benzermiş. Buna “deri geçirme işkencesi” derlermiş. Böyle bir işkenceye maruz kalan tutsak ya acılar içinde kıvranarak ölür, ya da hafızasını tamamen yitiren, ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan bir «mankurt» olurmuş. Bundan sonra, deri geçirilen tutsağın boynuna, başını yere sürtmesin diye, bir kütük ya da tahta kalıp bağlar, yürek parçalayan çığlıkları duyulmasın diye uzak, ıssız bir yere götürürler, elleri ayakları bağlı, aç, susuz, yakan güneşin altında öylece birkaç gün bırakırlarmış.”

Efsaneye göre Nayman Ana oğlu Juan-Juan’lar tarafından “mankurtlaştırılan ve çobanlık yapan oğlunu bulur. Fakat oğlu annesini hatırlamaz. Nayman Ana’nın oğlunu bulduğunu gören efendisi kölesine o kadın bir daha gelirse vurmasını söyler. Nayman ana oğlunu kurtarmak ve geçmişini hatırlatmak için tekrar gittiğinde oğlu tarafından öldürülür.

2024’ün bu son gününde güzel efsaneler, öyküler ve sözler yazmak isterdim. Ama kötülüğe, kana, acıya ve her türlü arsızlığa doymamış ülkemde bunları söylemek, eğer mankurtdeğilseniz, mümkün değil.

Hangisini hatırlatayım ki? En iyisi okur kendi hafızasını yoklayarak kaybettiği geçmişini ve bilincini hatırlamaya çalışsın.

Taze kesilmiş deve derisi kafamıza değilse bile her gün bilincimize ve vicdanımıza sarıldı. Vatan dendi, vatan hainleri meclise davet edildi. Din dendi, dini kullanarak her türlü ahlaksızlık yapıldı. Özgürlük diyenlere “ya taraf olacaksın ya da bertaraf” dendi.

Her şeyden vazgeçtim. Açlıktan, yoksulluktan, işsizlikten geleceğimize olan ekonomik güvenceden…

Ahlak ve dini dillerinden düşürmeyenlerin 24 yıldır yönettiği bir ülkede bütün insani değerlerimizi kaybettik. Bu ülkede her gün bir kadın öldürülüyor. Çocuklar öldürülüyor. Depremde 50 binin üstünde yurttaşımız can verdi. Bir aile 8 yaşındaki kızını katletti cinayeti kimin işlediğini bulamıyoruz. Gündüz kuşağı programlarında her gün onlarca kadının evi terk ettiğini görüyoruz. Onlarca anne evladını aramak için TV programlarından yardım istiyor. Her gün onlarca kişi intihar ediyor.

Peki bizi yönetenler ne yapıyor?

Emevi Camiinde 13 yıl sonra namaz kılmakla şov yapıyor. Dünyada pek çok ülkenin kabul ettiği uluslararası teröristlerin ölümünde yas tutuyoruz. Bunu da geçtim.

40 yıl boyunca ülkemi kana bulayan, terör örgütünün cezaevindeki “sözde liderinden” barış için destek arıyoruz. Atatürk Hava Limanında 45 kişiyi katleden Işid üyesi teröristleri salıveriyoruz. Ama Mustafa Kemal’in Askerleriyiz diyen teğmenlere kan kusturuyoruz.

Soru net. Hiçbir siyasal parti yandaşı ayırmadan soruyorum, biz mankurtlaşmadıysak ne oldu bize?

2025 yılının aklımıza ve vicdanlarımıza örtülen deve derisinin söküp atılacağı bir yıl olmasını dilerim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir