Son günlerde İstanbul Sözleşmesi’nin adını sıkça duyar olduk.
Bizler kadınlarımıza eşit haklar sağlayan bu sözleşmeyi savunurken, iktidar kanadına mensup bazı yandaş dernek ve kurumlar kampanyalar başlatarak İstanbul sözleşmesinin, iptal edilmesi için türlü bahaneler gösteriyor.
Hatta yandaş diye tabir ettiğimiz basında karalama haberleri yayımlanıyor, hükümet çevrelerinde tartışılıyor ve bu konuda sosyal medyanın da gündeminde yoğun bir şekilde kampanyalar yürütülüyor.
Peki nedir bu İstanbul sözleşmesi?
Kadınlarımıza yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin avrupa konseyi sözleşmesi ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası bir insan hakları sözleşmesidir.
Ayrıca İstanbul Sözleşmesi kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenleme olma özelliği de taşımaktadır.
Sözleşmenin amacı toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve dört temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir.
Sözleşme Avrupa Konseyi tarafından desteklenmektedir ve taraf devletleri hukukî olarak bağlar.
Ülkemizde İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacı devletlerinden birisi.
Hatta 24 Kasım 2011’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “onaylayarak”, parlamentodan geçiren ilk ülke olma özelliğine de sahibiz.
Bu bağlamda İstanbul Sözleşmesi kadınlarımızın hak ve özgürlüklerini güvence altına alan bir kazanımdır aslında.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınlarımız özgürce, eşit bireyler olarak yaşamalıdır, bunu bizler sağlamalı ya da sağlamak için çalışmalıyız.
Bu sözleşmenin bir tarafı olmak, kadına yönelik her türlü şiddete karşı mücadele etmek bu kararlılığımızın birer göstergesidir.
Ülkemizde faaliyet gösteren tüm yetkili kurum ve kuruluşlar olarak hepimiz İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için çaba göstermeli kadınlarımızı her türlü şiddet ve baskıdan korumak adına bu sözleşmeye bağlı kalmalı ve İstanbul Sözleşmesini korumalıyız.
Kadınlarınızın erkeklerle eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğu bir toplum oluşturmak için çalışmaya devam etmeliyiz.
Her birimiz bu ülkenin birer ferdi olarak çağdaş Türkiye’yi inşa etme yolunda bir mihenk taşı olan İstanbul Sözleşmesine sahip çıkmalıyız.
Kısacası kadınlarımız için çocuklarımız için geleceğimiz için, #İstanbulSözleşmesiYaşatır demeliyiz…
Mehmet TÜM