Bereketli elleri ve alın teri ile toprağımızı işleyerek toprağa hayat veren çiftçilerimizin günü kutlu olsun.
Tarımda bundan 10 yıl önce kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biriydik.
Ne yazık ki ülkemiz beş tarım ürünü dışında olan tüm tarım ürünlerini ithal ediyor.
Bugün ülkemizin tarımsal bakımdan içine düştüğü durum gerçekten çok vahimdir.
Peki neden artık tarımsal ürünleri kendimiz üretmeyip de dışardan ithal ediyoruz?
Çünkü Türkiye’de tarım alanları, son 16 yıl içerisinde, 26.5 milyon hektardan 23 milyon hektara düşürüldü.
Tarım alanları sanayiye ve imara açılmış, üzerine TOKİ evleri yapılmış ve tarım alanları amacı dışında kullanılmaya başlanmıştır.
İktidar; mazot, gübre, yem gibi tarımsal girdi malzemelerinin fiyatlarını sürekli artırarak çiftçimizi üretim yapamaz duruma getirmiştir.
Ve artık ürettiği ile kazanamayan çiftçimiz yoksullaştığı için üretim yapamaz duruma gelmiştir.
Çiftçimizin borcu 2003 yılına göre bu gün 40 kat daha artmıştır.
Çiftçimizin şuanda bankalara ve piyasaya olan toplam borcu 160 milyardır.
Gelin, Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı çağrıyı dikkate alarak çiftçimizin bu borçlarını silelim.
Çünkü ülkemizi içine düştüğü bu çıkmazdan çıkarmanın tek yolu tarımı desteklemekten geçmektedir.
Ülkemizin ve tarımın geleceği için yapılması gereken şey çiftçimizi desteklemektir.
Çünkü tarımda yeniden kendi kendine yeten bir ülke haline gelmek zorundayız.
Yaşadığımız corona virüs salgını bu gerçeği bize bir kez daha göstermiştir.
Bundan böyle siyasi iktidarın yapması gereken şey çiftçiyi ve üreticiyi desteklemektir.
Bu duygu ve düşünceler ile tüm çiftçilerimizin dünya çiftçiler gününü kutluyorum.
Ürünüz bol kazancınız çok olsun.