Biz İngiltere değiliz. Biz BBC’yiz!

AnalizPolitika

Written by:

2004 yılındaki MGK kararlarını yıllar sonra haber yaparak devletin güvenliğini veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgilerini basın ve yayın yoluyla ifşa ettiği suçlamasıyla ve tabii kendisini ömür boyu içeride tutmayı sağlayacak diğer birçok ciddi suçlamalarla içeride “siyasi rehin+düşman” olarak tutulmaya hala devam ediliyor gazeteci Mehmet Baransu.

Oysa devletin güvenliğini düşünmek ya da savunmak gerçek bir gazetecinin görev ve sorumluluğunda değildir, zaten hiçbir zaman da olmamıştır. Gazeteci sadece “kamu yararına” ve “gerçeklere” karşı sorumlu olduğu için kendisine ulaşan veya kendisinin ulaştığı haberleri “devletin iç veya dış güvenliğine” bakmaksızın yayınlamakla mükelleftir, o kadar. Fazlası değil.

Gazeteciliğin suç olarak nitelendirildiği bu haksız ve hukuksuz ceza, her ne kadar Maradona 4 yıl sonra oynanan Dünya Kupası çeyrek finalinde tüm İngiliz futbolcuları bir bir çalımlayarak attığı o insan üstü golle en azından spor sahasında Arjantin halkının intikamını fena halde almış olsa da, Arjantin’le İngiltere’nin kapıştığı ve sonunda doğal olarak İngiltere’nin kazandığı 1982 yılındaki ünlü Falkland Savaşı sırasında BBC ile dönemin İngiliz hükümeti arasında yaşanan sert tartışmaları hatırlattı bana

Savaşa dair gerçekleri sansürsüz açık açık yazdığı için yeterince vatansever ve İngiliz olmamakla suçlanan BBC; “Biz İngiltere değiliz. Biz BBC’yiz!” açıklamasını yaparak başta kendi ülkelerini yöneten iktidarlar olmak üzere “gerçeği menfaatlerine göre eğip bükmeye ve hasıl altı etmeye çalışan” hiçbir güç odağına karşı boyun eğmeyeceklerini; sadece mesleklerinin gerektirdiği evrensel doğrulara ve kamu yararına hizmet edeceklerini tüm dünyaya haykırmışlardı.

Hatırlıyorum da, bir döneme damgasını vuran Ahmet Altan’ın yönettiği Taraf gazetesi de o dünlerde “Biz Türkiye değiliz. Biz Taraf’ız.” diyerek sadece kamu yararını gözeterek evrensel standartlarda gazetecilik yapmaya çalışmıştı. Elbette Sözcü gibi Sabah gibi ve hatta şimdilerde tüple çalışan eskinin amiral gemisi şimdilerin saltanat kayığı Hürriyet gibi gerek kamu kaynaklarıyla gerekse de ırkçılığa varan ideolojik nefretlerle semirtilen ulusal medyanın BBC’nin ve zamanında Taraf’ın ortaya koydukları ve arkasında Mamayev Anıtı gibi sapasağlam durdukları bu tip mesleki mottoları, ilkeleri hiçbir zaman için olmamıştı.

Olmadığı için de ne yargıyla ne de devletle başları belaya girdi bu paçavraların. Aslına bakarsanız onlar açısından haberden ziyade o haberin kendi çıkarları üzerinde yaratacağı ağır tahribat çok da önemli oldu her zaman için. Mesleki ikballerinin çapasını, halka ulaştıracakları doğru haberlere değil, her devrin muktedirleri üzerinden kuracakları kirli ekonomik ya da siyasi ilişkilere attılar. Bu sebeple de hiçbir zaman gerçek haberci olamadılar. Hoş, bu devletçi, bu biatçı yapılarıyla asla da olamayacaklar ya!.

Dolayısıyla, gerek muhalif kesime gerekse de iktidara yakın duran Baransu’nun malum meslektaşlarının Baransu’nun mağduriyetini yıllardır görmezden gelmiş olmaları ve daha fenası utanmadan sıkılmadan hala sağa sola gazetecilik dersi vermeye devam ediyor olmaları gazeteci Mehmet Baransu’ya verilen bu haksız, hukuksuz ve vicdansız cezaların aslında gazetecilik mesleğinin bizatihi kendisine verilmiş olduğu gerçeğini asla değiştirmemektedir.

Baransu’nun siyasi fikirlerine katılmayabilirsiniz, gazetecilik tarzını da eleştirebilirsiniz ve hatta kendisinden nefret dahi edebilirsiniz. Bu sizin en doğal, en demokratik hakkınızdır. Ancak sadece ve sadece haber yaptı diye böylesine yiğit bir gazetecinin göz göre göre hüküm giymesine, hayatının en güzel yıllarını hapishane köşelerinde tüketmesine sessiz kalamazsınız. Üzgünüm ama buna hiçbir şekilde hakkınız yoktur.

Zira kalırsanız eğer, ihlal edildiği iddia edilen o ulusal ya da devlet çıkarları gün gelir sizlerin de aynı “çıkarları” tehlikeye attığınızı kolayca iddia edebilir ve tıpkı Merdan Yanardağ örneğinde olduğu gibi siz daha ne olup bittiğini anlamadan hiç hak etmediğinizi düşündüğünüz yargılamalar neticesinde uzun bir süre özgürlüğünüze elveda diyebilirsiniz.

Uğur Güney Subaşı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir