YA DOĞRULARDA BULUŞACAĞIZ YA DA AĞIR BEDELLER ÖDEYECEĞİZ! Hani derler ya, zurnanın zırt dediği yere geldik. Aynen o durumdayız. Tehlikeli bir süreç yaşıyoruz. Sadece biz değil Dünya yaşıyor. Bu süreçte işi sıkı tutanlar, örneğin, Almanya, Japonya, Güney Kore, Çin salgına karşı mücadelelerinde yol katetti. Ama bunu hafife alanlar, örneğin; İtalya, İspanya, Amerika, İran, Fransa, İngiltere, Türkiye gibi ülkeler, ağır bedeller ödüyor. Bunun sebepleri ortada… İnsanların hayatı hafife alındı. Özellikle ülkemizde iş kaderciliğe bırakıldı. Alınması gereken tedbirlerin çoğunda geç kalındı. Umreden gelenler yeterince karantinaya alınmayarak, daha çok insana virüsün bulaşılmasına sebep olundu. Uyarıcı hiçbir sese kulak verilmedi. Muhalefet, TTB, Eczacılar Odası, kendileri gibi düşünmeyen bilim insanları dışlandı. Hatta provakasyonlar düzenledi. Örneğin; İstanbul’da belediye otobüsüne 60 kişi bindirilerek ve belediye suçlanarak iş, siyasi provokasyonlara kadar indirgendi.
Halktan toplamadan önce devletin vatandaşına yardım elini uzatması gerekirken, şimdi başka bir oyun peşindeler. Halkın tümünün katılımıyla başlatılan yardım kampanyasını; tüm siyasi partileri, İstanbul Büyuksehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş’ın başlattığı yardım kampanyalarınıda kapsayacak bir kampanyaya dönüştürme yerine, sadece iktidarın kampanyasına dönüştürdüler. Hesap belli…. Karşı tepkilerin gelebileceği düşünülerek, bu tepkileri siyaseten kullanma amaçlandı. Belediye otobüsüne “toplama” kişileri bindiren ve siyasi çıkarları için insanların sağlığını yok sayan anlayış ne ise, yardımı ben toplarım hatta benim iznim olmadan toplayanlar hakkında da işlem yaparım diyen anlayış aynıdır ve çok tehlikelidir. Diğer taraftan, sadece benim partimdeki kamu yetkililerinin öncülüğünde toplanacak yardımlara katılırım anlayışı da doğru değildir. Bu tehlikeli bir gidişattır. Bu anlayışlar, hem ülkemiz insanına hem de ekonomimize onarılamayacak ölçüde zararlar verecek. Bu anlayışlar, salgını durduramaz. Salgın, ulusal aynı zamanda evrensel bir sorundur. Bu soruna karşı hepimizin kenetlenmesi gerekiyor. İktidar, herkesin gücünü birleştirmelidir. Soruna karşı mücadele, siyasi çıkarcılığa indirgenmemelidir. Siyasi Partiler, Parlamento, Üniversiteler, Belediyeler, Devlet el ele vermeli, bu soruna karşı verilecek bilimsel mücadelerde birleşmelidirler. Unutulmasın; #BaşkaTürkiyeBaşkaDünyaYok! #HepimizAynıGemideyiz!
