Ben bizim aydınların tutumunu anlamakta zorlanıyorum, AKP’nin Anayasasına yetmez ama evet ,Ergenekon ,balyoz ,SİLİVRİ davalarında AKP savcılarıyla aynı noktaya gel ,Açılım denilen süreçte de aynı ,PKK bölgeye mayın döşeyip çukur kazarken, ülkenin bir bölümü PKK kontrolüne geçerken, mülteci ve sığınmacı istilası yaşanırken sesiz kal. AYDIN dediğimiz insan öncelikle kendi ülkesinin ve halkının refah ve mutluluğunu yurdunun bağımsızlığını ,özgürlüğünü ,bütünlüğünü kardeşliğini savunmak zorunda. Aydın insanlar ,bazı liderlerin açıklamalarının veya olayların arkasına takılmamalı.
Ülkemizde hepsinden bağımsız özgürlükler , demokrasi ,adalet ve barış adına olması gerekeni net bir şekilde ortaya koymalı. Üzgünüz ki bu duyarlılığı PKK’lı canlı bombanın Kızılay metro katliamında patladığı da ,Merasim sokak katliamında her türlü terör ve şiddet eylemine karşı aynı tutarlılıkla koyamadığınızda halk sizi ciddiye almaz ve güvenmez. Aydın hangi şart ve durumda olursa olsun adalet ve gerçekten ayrılmaz çifte standardı kabul etmez. Hele ki Uluslararası hukukta bir devlet ile Terör örgütünü eşit TARAFLAR olarak niteleyip çağrı yapmak tam bir tuzaktır.
Demirtaş’ın şiddet ve siyaset bir arada olmaz, bütün sorunlarımıza Türkiye’nin bütünlüğü içinde çözüm bulacağız” söylemi üzerine bir bildiri kaleme alıp Aydınlar Bildirisi adı altında Türkiye Devletini silah bırakmaya çağıran bildiriye imza atmak da Uluslararası hukuk açısından sözün nereye gittiğini bilmemek en hafif deyimi ile ise de tam bir garabettir. Demirtaş’ın siyaset ile şiddet birlikte olamaz, ülkenin sorunlarını ülkenin bütünlüğü içinde çözeceğiz sözleri elbette kıymetlidir. Bu ses tabi ki çok değerli ancak sabah akşam PKK militanları ile fotoğraf paylaşan HDP yönetimine uyarı ve ders niteliğinde. Demirtaş doğru söylüyor Dünyanın hiçbir devletinde silah ve şiddet bir hak arama aracı ve yöntemi olamaz. Türkiye’de demokrasinin önünü tıkayan temel sorun aslında budur. Umarız bu ses duyulur. Ülkede şiddet ve terör elbette bir şekilde son bulmalı ve kardeşçe bir arada yaşamanın koşullarını oluşturmalıyız. Devlet terör örgütünü taraf ve muhatap alamaz. Alırsa masada pazarlık yapmak zorunda olur. Kaldı ki aydınların (!)bugüne kadar bu ucûbe rejime giden yolda AKP’ye katkı sunan talihsiz ve işe yaramayan bildirilerini de çok iyi takip ediyoruz.
Devlet Çözüm Süreci” sırasında “fiili ateşkes” uyguladı. Operasyon yapmadı mesela, PKK’lılar şehirlerarası yollarda video çekiyorlardı, kimlik kontrolü yapıyorlardı, valiler asla müdahale etmiyordu. AKP’den valilere talimat gitmişti. Sonrasında yaşanan acılar ,ölümler, şehitler yakılan ,yıkılan şehirler hala dün gibi hafızalarımızda duruyor. Tarih yaşananlardan ders alınması gereken bir bilim dalıdır. Şiddetsiz, silahsız, hukuki ,demokratik ve barışçıl bir siyasetle ,bütünlük ve bir arada yaşamı savunarak her sorunumuzu çözeriz.
Av. Namık Havutça 24&26.Dnm CHP Balıkesir MV.
