Yaşadığımız coğrafyada hukuk ve adalet herkese ekmek kadar su kadar lazım. Hele ki seçilmiş olanlara karşı düşünce özgürlüğü çerçevesinde yaptığınız yorumlar, eleştiriler ve haberlerden rahatsız olan ve hukuku bir sopa gibi kullanmak isteyen muktedirlere karşı benim gibi sıradan insanların sığınabileceği tek liman. Oturdukları koltuğu “babasının parasıyla satın almış” gibi bir tavır içinde olanlara ve sözde “parti içi demokrasi mücadelesini” kazanıp çoğunluğun oyunu alarak başkan seçilenlere karşı eleştiri yapanlara daha çok lazım. Ancak sıradan insanların ötesinde adının önünde “Avukat” yazanların zaman zaman hukuk dersi almaları gerektiği açtıkları davalarla adeta yüzlerine bir tokat gibi vuruluyor.
19.08.2021 Tarihinde www.politikhane.com sitesinde yazmış olduğum bir yazı dolayısıyla Avukat Müteahhit Belediye Başkanı Sayın Tolga Tosun 29.11.2021 tarihinde “Hakaret ve İftira” suçlamasıyla hakkımda suç duyurusunda bulunmuştu. Hakaret ve iftiraya konu olan suçlamalar; “Talana Açılmış Bir Şehir: Bandırma başlıklı yazımdan ve diğer yazılarımdan seçilen cümlelerdi. Dava konusu olan cümleler şunlardır. Suç duyurusundaki dilekçeden aynen aktarıyorum. “…ancak işin öte yanında bu kreşte kimler görev yapacak? Kreşe alınan personeller hangi kriterlere göre belirlendi? Liyakata göre mi eş-dost ve yandaşlığa göre mi?” “Hani belediyeyi babanın çiftliği gibi görmeyecektin?”….”Bütün öne sürülen gerekçeler rant sağlama gerekçeleri. Yoksul halka yönelik hiçbir somut getirim yok. Beyler varlıklarına varlık katacak, bedelini Bandırma’nın yoksul ve emekçi halkı ödeyecek.” “…evet Tolga Tosun bir proje belediye başkanıdır. Bu proje kentin “sanayileşmesi” adı altında talan edilme projesidir.” “….hadi başkanı anlamaya çalışıyorum. Bir milyon liranın üstünde bir seçim masrafı sonucu geleceğini siyasi ve ticari açıdan garanti altına alma derdinde…” “ ..bırakın solculuğu sosyal demokrat bir başkan halka ait olan taşınmazları halkın aleyhine olan sermaye gruplarına ikram edemez”, “…12 Eylül’ün yoz kültürüyle yetişmiş, gücünü zenginliğinden alan yoksul halk kesiminden kopuk bir kişi ancak ve ancak sağ partilere yakışır.”
Değerli dostlar yukarıda yazdığım cümleler birçok yazımdan cımbızla çekilerek oluşturulmuş suçlamalar. Bu suç duyurusuna karşı Savcılık Makamının adeta hukuk ve demokrasi dersi verircesine yazdığı kararın bazı bölümlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
“İfade özgürlüğü yalnızca toplumda kabul gören söz ve düşünceler için değil ayrıksı, rahatsız edici, ağır eleştiri içeren söz ve düşünceler içinde geçerlidir; gerçeklerin açığa çıkması insanların duygularını doğrudan ve etkili bir şekilde ifade edebilmeleri için bu bir zorunluluktur. Basın hürriyeti de ifade özgürlüğünün kapsamında olup toplumun haber almasında üstün kamu yararı vardır.
Düşünce kuramcılarından Montesque de en önemli özgürlüğün düşünceyi açıklama özgürlüğü olduğunu vurgulamıştır. Ona göre insan “dinamik erdemli ve yaratıcı bir varlıktır. Fakat bu nitelikler özgür bir ortamda işlerlik kazanır ve gelişir. Özgür olmayan bir ortam kuşku, korku, uyuşukluk ve belirsizlik getirir. “Düşünce bir yemeğin sindirilmesi gibi içsel bir eylemdir. Dışardan gelecek baskı ne düzeyde olursa olsun engellenemez. Fakat düşünce özgürlüğü bunları iletme gibi ek özgürlükleri de gerekli kılar. Basın özgürlüğü bunun vücut bulmuş halidir.”
“…..halkı objektif ve gerçekleri yansıtacak şekilde aydınlatmak, çeşitli sorunlar üzerinde kamuoyunu düşünmeye çağıracak tarzda tartışmalar açmak, onu toplumsal ve siyasal oluşumlar üzerinde gerçeğe uygun bilgiler ile donatmak, yöneticileri eleştirmek ve uyarmak ve bu yöntemlerle denetlemek, ayrıca içinde yaşadığı toplumun ve tüm insanlığın sorunları konusunda bireyi bilinçlendirmek durumunda olan basın….”
“….Tüm dosya kapsamı incelendiğinde şüphelinin Cevdet Ayan müstear isim ile www.politikhane.com internet adresli sitede yaptığı paylaşımların kamuoyunu ilgilendirir mahiyette ve Bandırma Belediye Başkanı olarak kamu görevlisi olan müştekiye karşı ifade özgürlüğünün sınırlarını aşan, hakaret mahiyetinde olmayıp ağır eleştiri mahiyetinde olduğu, ayrıca iftira suçunun 5237 sayılı TCK’nin 267. Maddesinde “Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi….”şeklinde düzenlenen şüphelinin internet üzerinden müşteki Belediye Başkan’ı ile ilgili iddialarda bulunmasının iftira suçunun tipikliğini oluşturmadığı böylece suç olmayan söz konusu paylaşımların da ilgili internet sitesinde paylaşılmasının suç teşkil etmeyeceği anlaşılmakla
KAMU ADINA KOVUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA.
Karar öncesi bana çağrı yapılarak ifade vermem istendi. Vermiş olduğum ifadede özetle yazdıklarımın tamamen arkasında olduğumu, düşüncelerimde ısrar ettiğimi söyledim. Sonrasında çıkan kararla Avukat Müteahhit Belediye Başkanı Tolga Tosun’a yapmış olduğu suç duyurusu sonrası Cumhuriyetin Savcısından güzel bir hukuk dersi verilmiş.
Normal koşullar altında manevi tazminat davası açma hakkına sahip olduğumu biliyorum. Ancak benim böylesi bir konuda ÜÇ KURUŞLUK bir getirim kazanma gibi derdim yok. Daha da önemlisi Avukat Müteahhit Belediye Başkanı Sayın Tolga Tosun’la aynı düşünmek zorunda olmadığımız gibi (ki bu mümkün değil) tersi benim kendi değerlerime inkarım olur.
Savcılık Makamını vermiş olduğu karar adeta bir hukuk dersi niteliğindedir. Bu dersten sonra Tolga Tosun ne yapacak? Benim önerim en kısa zamanda CHP’den istifa edip sahip olduğu düşünce yapısına uygun bir partiye geçmesi. Sadece Tolga Tosun değil, Bandırma CHP ilçe örgütünü adeta bir Lions ve Rotaryen Kulübüne çeviren yönetim Mustafa Kemal’in partisinden derhal kovulmalıdır. Bunun gereği CHP’nin üye ve delegelerine düşer.