Hemen aklımdaki birkaç bilgi ve yorumu ileteyim. Trump’ın pes etmeyeceği. Bu paralelde hazırlıkları olduğu konuşuluyor.
Bu hazırlıklardan bazıları da ABD tarihindeki gizli dosyaların açıklanması. Kenedy cinayetinden tutun bugünkü mevcut siyasiler ve küresel güç odaklarına kadar ortalığı ayağa kaldıracak bir çok dosyanın ifşası konuşuluyor.
Bu konuşmaların konusu içinde virüs meselesi ve nüfusu düşürme hazırlıkları da olabilir. Bu açıklamarın önemli hedeflerinden biri de “Biden” deniliyor. Biden’nın yönetimi devralması durumunda zor zamanlar yaşayacağı konuşuluyor.
Dosyaların toplumu hareketlenirecek ve ülkesel bir karmaşa yaratabileceği düşünülüyor.
ABDde yaşanacak bir kaosun dünyayı nasıl etkileyeceğini düşünmek gerekiyor.
Diğer yandan şu bir aylık süreçte Trump’ın bir askeri müdehaleye girişebileceği ve bu nedenle ülkesinde yönetimsel bazı süreçlerin farklılaşabileceği yapılan yorumlar arasında.
Virüs nedeniyle evlere tıkılan insanların ve iflaslara yol açan uygulamaların halkı ABD olduğu kadar Brezilya gibi birçok ülkede halkı sokaklara dökmesi bekleniyor. Bu gibi konular zaten basına yansımasa da yaşanmaya başlandı.
Bunlar konuşulurken devasa hazırlıklar var. Dünya’da kurulmak istenen yeni bir düzen ülkemizde pek olmasa da artık entellektüel masaların konusu olmaktan çıkıp politik platformlarda tartışılmaya başlandı.
Mevcut sistem olağanüstü alarm veriyor.
Önümüzdeki Davos’un(Dünya Ekonomik Forum’u) konusu kurulmak istenen bu yeni düzenle ilgili. Adı “Great Reset” Büyük sıfırlama veya yeniden kurma manalarında çevrilebiliyor. Bu forumda mevcut ekonomik sistemin kökten değiştirilip yerine daha çevreci bir sanayinin kurulması, karbon yakıtların terkedilmesi ve insanların mülkiyetsizleştirilip yeni bir topluma doğru gidilmesi hedeflenecek. Adeta bir sosyalist sistemden sözediliyor. Bir çok yaşamsal hizmet devlet tarafından sağlanacak. Kişiler bu hizmetleri evden arabalarına kadar kiralayacaklar. Nüfusun önemli bir bölümü çalışmayacak. Dünya nüfusu kısmen düşürülecek. Tabi ilk duyulduğunda kulağa hoş geliyor.
İşin garibi bu sistemi önerenler dünyanın en güçlü grupları ve kişileri yani “üst akıl” denilen sermayedarlar. Şu an küreselciler olarak anılıyorlar .
Davos’un konusu olarak hedeflenen ekonomik ve yeni tarz üretime geçebilmek için 50 trilyon ile 90 trilyon Dolars gerekeceği hesaplayan uzmanlar var. Dünyada bu paranın bulunmadığı biliniyor. Yani bu para basılacak.
Kurulacak sistem hoş sosyalist de, bu yeniden yapılanmanın ihalesini kimler alacak? Tabiki bu parayı özel şirketlerin sahibi olduğu bankalar karşılıksız olarak basacak. Kişilerin vatandaşların hiçbir mülkiyeti yokken maaşlarına bankalarda eksi faiz uygulanıyorken belkide sadece belli fonları satın alabilecekler. Kurgulanan her şeyiyle bütün varlığıyla kontrol edilen ve güçsüz bireyler ve bu durumda şaibeli bir demokrasi (Kimileri. Kurulmak istenen “şirketokrasidir” diyor).
Trump ABDde mevcut üretim sanayi ile birlikte hareket ediyor ve diyorki: “Önerdiğiniz sistem 100 triyon Doların basılmasını gerektirir. ABD bu parayı basarsa batar.”
Kısaca artık sistemi taşıyamayan petro-Dolar sisteminin yerine yenisinin kurulması ve içine girmiş olduğumuz olağanüstü şartlar. Her yıl 2008 e kadar 200 yılda basılan nominal dolar Dolar tutarının 5-10 misli basılabilir.
“Biden” de seçim söylemi olarak küreselcilerin konularını işledi. Yani o tarafta hareket edecek.
Davos’u Düzenleyenler her şeye hakim midir?
Hiç sanmıyorum. 60 ülke rahatsızlığı konuşuluyor ve tabi sokaklara inecek halklar.
Virüsü üretip halklara karşı başlatılan savaşlar,
-Dünyanın çeşitli bölgelerinde halkların sokaklara inmesi,
-İflaslar, kapanan küçük şirketler ve bütüklerin yıkılmaya başlaması,
-İklim değişikliği meseleleri, küresel para sisteminin değişikliği üzerine tartışmalar ve bu konuda gelişmeler,
-Tarım öne çıkıyor
-Devletler düzeyinde açılacak dosyalar.
-Askeri müdehaleler.
-Küresel işleyişin kökten değişiminin emareleri ve
-Geleceğe dair iyi haberler
2021’in konuları böyle sürecek. Bir iki Cümleyle cevap vereyim derken uzadı.
Herkese iyi yıllar yerine “hayırlı sonuçlar” demek daha yerinde olacak sanıyorum…
Haluk Ahmet GÜMÜŞ