SAĞLIK EMEKÇİLERİ CANLARIYLA BEDEL ÖDÜYOR

AnalizPolitika

Written by:

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, Koronavirüs salgını nedeniyle halk sağlığının gün geçtikçe daha da fazla riske atıldığını, salgınla mücadele eden kahraman sağlık emekçilerinin canlarıyla bedel ödediğini söyledi. İktidarı salgın verilerini gizlemek yerine önlem almaya, sağlık emekçileri ve yurttaşları korumaya çağıran Barut, daha fazla zaman yitirmeden çözüm için seferberlik başlatılmasını istedi.

DAYANIŞMA İLE AŞILACAK

Ülke genelinde olduğu gibi salgın boyutunun ağırlaştığı Adana’da Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Adana Şubesi’ni ziyaret eden CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, sağlık emekçileriyle salgın başta olmak üzere sağlık işkolunda yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini konuştu. Salgınla ilgili Adana’da yaşananları sağlık emekçileriyle birlikte değerlendiren Barut, her zaman sağlık emekçileriyle yan yana ve omuz omuza olduklarını anımsatarak, sorunların çözümü noktasında birlikte mücadele ettiklerini belirtti. Gösterilen ilgiye teşekkür eden Ayhan Barut, ‘dayanışma ruhu’ ile mücadele edilerek sorunların aşılacağına olan inancını paylaştı.

“SON 1 HAFTADA 2 HASTANEDE 14 SAĞLIK EMEKÇİSİ POZİTİF”

Salgınla mücadele döneminde yaşadıkları sorunları ve karşılaştıkları güçlükleri değerlendiren SES Adana Şube Başkanı Dr. Mürşit Enis Akyüz, şunları kaydetti:
“Sadece bir kamu hastanesinde son 3 günde 2 hekim, 3 veri giriş elemanı ve 3 hemşire, başka bir kamu hastanesinde son bir haftada 6 sağlık emekçisinde pozitif çıktı. Ne yazık ki sağlık emekçilerini gözeten bir yaklaşım yok, önlemler yetersiz. Sağlık emekçisine virüs bulaşırsa yerine bakacak birisini arıyor.  Çünkü aksi takdirde, işe gitmediği günler için maaşı kesiliyor. Hastaya test yapılabilmesi için ‘en az 3 belirti’ zorunluluğu getirildi. Zaten başvuran hasta sayısı kadar kit olmuyor. ‘Corona mıyım?’ paniği önemli bir paniktir, bu panikle gelen hasta test yapılamayınca tüm suçluyu sağlık emekçisi olarak görüyor ve şiddetin önü açılıyor. Pozitif hastaların ilacını kimin vereceği belli değil. Hastaya test yapılıp evine gönderiliyor, sonra pozitif çıktı ise nasıl hastaneye gidecek belli değil. 112 haklı olarak, sadece kötü durumdaki hastaları, sadece hastaneye taşıyor ama pozitif olan hasta hastaneden eve nasıl dönecek? Hastane ambulanslarına yönlendiriliyor ama o da yetersiz kalıyor. Sağlık emekçileri salgınla baş başa bırakılmış durumda, yetersizliklerle kendi başlarına çare bulmaya çalışıyorlar. 112 hastaneye hasta taşımaya yetişemiyor, hastanede aciller tıkanmış durumda. Bir hekim 112’yi çağırdığında bile 3 saat bekleyebiliyor. Hastanede ortalama 400 hasta bakılan yerler 900’ün üzerine çıktı ama sağlık emekçisi sayısı değişmedi. Birinci basamak sağlık hizmetleri tamamen kendi başına bırakıldı. Adana’da okullarda seminerler başladı, pozitif çıkan ve öğretmenlerinin idari izinle eve gönderildiğini duyduğumuz 7 okul var.  Bu öğretmenlere bulaş olursa bunun vebalini kim çekecek? 5 aydır salgınla boğuşuyoruz, herhangi bir okulda herhangi bir düzenleme yapıldı mı? Seminerler için öğretmenler havalandırılmayan bodrumlarda toplanılıyor. Salgın kontrolden çıktı, dünden bugüne yeni bir planlama yok. Anca varsa yoksa ‘maske takın, mesafeye uyun’ deniliyor, yönetilmekten vazgeçilen salgının suçu da belli ki vatandaşa atılacak. Suçlamak için vatandaş yetmediğinde belli ki sağlık emekçileri hedefe konulacak.”

“SAĞLIK EMEKÇİLERİNE KULAK VERİN”

Türk Tabipler Birliği’nin açıklamalarına göre son 8 günde 8 doktorun salgında yaşamını yitirdiğini, salgın boyunca şimdiye dek 70’e yakın sağlık emekçisinin hayatını kaybettiğini anımsatan Ayhan Barut, şöyle konuştu:
“Türkiye, salgından önce zaten derin bir ekonomik ve siyasi kriz yaşıyordu. Koronavirüs salgını sorunları daha da derinleştirdi. Gelişmiş ülkeler çiftçisinden esnafına, işçisinden emeklisine yurttaşlarını korumak için büyük kaynaklar aktardı ama Türkiye’de maske bile dağıtamayanlar vatandaşlarından bağış istedi. Mart ayından bu yana Türkiye’de salgınla mücadele ediliyor ve maalesef süreç daha da ağırlaşıyor. Halk sağlığını ve ekonomiyi tehdit eden salgına karşı gereken önlemler ne yazık ki alınmıyor. Yeni vaka sayıları iyileşenden fazla ve sürekli artıyor. Salgınla mücadele eden kahraman sağlık emekçilerinin yükü taşınmaz hale geldi. Büyük mücadele veren sağlık emekçilerimiz desteklenmediği gibi işbilmez politikaların bedelini canlarıyla ödüyor. İktidar salgın verilerini gizlemek yerine önlem almalı ama bu yönde adım atmadığı gibi başını kuma sokmayı sürdürüyor. Elbette herkes önlemini almalı, maskesini takıp mesafe kuralına uymalı ama iktidar sorumluluğunu artık kabul etmeli ve yurttaşına yardım etmelidir. Sağlık emekçilerinin iş yükü azaltılmalı, personel eksikliği acilen giderilmeli, düzgün planlamayla salgın kontrol altına alınmalı, hekimler başta olmak üzere sağlık emekçilerinin feryadına çözüm üretilmeli. Kamusal sağlık hizmetinin üzerindeki bu baskı artık son bulmalıdır. Özel sağlık kuruluşlarındaki KDV yükü azaltılmalı, sağlık emekçileri için virüs salgını meslek hastalığı olarak tanımlanmalıdır. Virüsten yaşamını yitiren sağlık emekçileri ‘şehit’ olarak kabul edilmeli, bu yöndeki düzenleme acilen yaşama geçirilmelidir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir