Siyasi partilerin kurultayları her 2 yılda bir gerçekleştirilir. Geçen 2 yılın değerlendirmesi yapılır ve önümüzdeki sürecin programları hazırlanır. Üyelerin kendilerine vekaleten seçtiği kurultay delegeleri genel merkez yapılanmasını seçtiği gibi 2 yıllık parti programını da belirler. Yani kurultay delegelerinin sorumluluğu büyüktür. Mevcut yönetime hesap sorma, görüş bildirme, öneri sunma gibi pek çok konuda yetkileri vardır. Peki kurultay delegeleri yetkiyi vekaleten devraldığı üyelere danışma gereği duyar mı? Mevcut yapıda üzülerek belirtiyorum ki hayır. Kurultay delegeleri 1-2 karşıt sese karşın genelinde listesinde yer aldığı il başkanlığına sorumluluk duyar ve onun görüşüne göre oy kullanır. Peki o halde genel merkeze hatasını, yanlışını ya da tam tersi doğrularını kim bildirebilir?
Uzun yıllar siyasi yelpazenin sol tarafında yer aldığını iddia eden CHP son dönemlerde eksenini kaydırmış ve zaten Türkiye Halklarının çeşitli nedenlerle sola nazaran daha çok paye verdiği sağ siyasete dönmüştür. Sağ partilerden gelen yahut sağ siyasi görüşe meyli daha fazla olan türedi siyasetçiler parti içinde önce yönetimlerde sonra il-ilçe başkanlıklarında, milletvekilliklerinde ve belediye başkanlıklarında yer almaya başlamış, nihayet genel merkezde parti politikalarının belirlendiği alanlarda görev verilmeye başlanmıştır. Siyasetin doğasında karşıt görüşü dönüştürmek varken var olan iklimin etkisiyle koskoca parti üye görüşlerinin önemi olmadan sağ syasete doğru yelken açmıştır. Son yaşanılan Ayasofya ve İstanbul Belediye Başkanlığının ataması ile göreve gelen Can Akın ÇAĞLAR olayında görüldüğü gibi parti tabanı sağ yaklaşımları eleştirirken parti tavanının inatla sağ görüşe meyil vermesinin sonuçları hüzün verecektir.
İşte kurultaylar ve kurultay delegeleri bu noktada önem arz etmektedir. Tabanın tavana vereceği yapıcı eleştiriler bu vesileyle genel merkeze ulaşacaktır. Bunu çeşitli siyasi hırslarla, koltuk merakıyla engellemek partiye dönüşü olmayan zararlar verecektir. Bu usullerle parti uzun vadede üyelerini kaybedecektir. Daha da önemlisi başta kendi seçmeninin sonra oy almayı hedeflediği seçmenin oylarını partinin sürekli değişen ekseni, yalpalamak zorunda kalacak siyaseti dolayısıyla kaybedecektir. Acı olan halkın sol’a olan olası meylini de bu gösterdiği politikalarla boşa çıkaracaktır.
Hakikat ortada dururken temenni anlamını yitirse de dilerim bu kurultay tabanın sesinin duyulduğu bir ortamda geçer.
Burak SAKARYA