SAHİLLERDE BU YAZ NASIL OLACAK?

AnalizPolitika

Written by:

Dört günlük sokağa çıkma yasağının yarısına geldik.. Corona hazretleri, bizim bu dur-kalk tarzımıza ne diyor bilemiyorum ama salgının başından beri şöyle esaslı bir tam duruş yapıp, onun mesaisine tamamen engel olamadık gitti. “Neden?” derseniz, bunu beş başlıkta toplamak mümkün:
* Ülkeye girişleri tam denetime ve her geleni de 15 günlük kesin karantinaya alamadık. Özellikle İran ve S.Arabistan kaynaklı girişler zayıf noktamız oldu.
* Virüs yayılmaya başlayınca da ülke çapında tam karantina uygulayamadık. Özellikle çalışan kesimi güvenceye alamadık. Ekonomik gerekçeler buna fırsat tanıyacak pozisyonda değildi.
* Maske, sosyal mesafe gibi kuralları en başından ve tam olarak uygulamaya alamadık.
* Restoran, eğlence merkezi, turistik alan gibi temel olmayan işletmeleri, ibadethaneleri en başından ulusal çapta ve geçici olarak kapatamadık.
* Gıda satış yerleri ve temel hizmet veren işyerlerinin girişinde ateş ölçme, el dezenfektanı sunma gibi önlemleri en başından itibaren (ve halen) tam uygulamaya koyamadık.

Yine de korkulan olmadı ve her alandaki olağanüstü gayretlerle salgında belli bir noktaya kadar geldik. Virüsün sınırsız yayılması kontrol altına alındı. Israrlı takiple izolasyonda başarılı olundu. Sağlık çalışanlarımız bir çok hastayı tekrar yaşama kazandırdı.. Yaşlılar sakınıldı. Kitlesel büyük ölümler olmadı. İlk dalga karşılandı.. Bu noktadayız ve halen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca “Koronavirüsün yayılmasın karşı verdiğimiz mücadelede evde kaldığımız günlerin payı çok büyük. Evde kalalım.” demeye devam ediyor ki buna dikkat çekmek isterim..

Fakat şu anda anormal bir sıcak hava dalgası geldi ülkemize. Ağustos sıcaklarını bu günlerde yaşıyoruz. Oysa daha iki gün önce, yani sokağa çıkmak yasak değilken, bütün tv kanallarında atlı polis veya turizm jandarması görüntüleri eşliğinde açıklama yapılıyor, güvenlik güçlerinin sahillerde denize girilmemesi için yoğun mesai harcadığı anlatılıyordu. Bugün 65 yaş üstünün izin günüydü ve tüm sahillere giriş yine engellendi.. Bu arada İçişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı sadece, yaz döneminde de minibüslerin % 50 kapasite ile yolcu taşımaya devam edeceklerini söyledi.

Şimdi bütün bunları üst üste koyduğumuzda bir tablo çıkıyor ortaya.. Sahiller ve plajlar halka yasak, denize girilmesi kararlılıkla engelleniyor. Ufak tefek kaçamaklar var, ama genel durum böyle. Denizde coronavirüs bulunması ihtimali hala kesin değil. Fakat sahillerde sosyal mesafe uygulaması ve ortak kullanılacak mekanlar çok büyük bir risk ve bunu göze alan da yok şimdilik.. Oysa diğer yandan, bir “normalleşme planı” açıklandı ve bazı esnaflar ile AVM’ler de açıldı. Bunun etkisiyle toplumda bir rehavet havası, “geçti, bitti” yaklaşımı oluştu.. İşte tam da bu noktada çıktı Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Bir terslik olmazsa 28 Mayıs gibi iç turizm hareketiyle inşallah turizm başlar” müjdesi verdi..! Hatta hazırlık yapıklarını söyledi ve “Haziran ortalarından sonra dış turizm trafiği başlar” da dedi. Şüphesiz bakan bunu söyledikten sonra, başta onun şirketi ETS Turizm olmak üzere, bütün turizm firmaları, oteller, motellerin reklamları yayınlanmaya başlandı. Özetle “çok özledik”, “az kaldı kavuşmaya” diyorlar. İnsanlar tatil yapmayı, oteller çalışıp onları ağırlamayı ve para kazanmayı özlediler tabi. Fakat artık o tesisler de yarı kapasiteyle çalışacaklar. Sahilde şezlonglar arasında bile 1,5 metre sosyal mesafe uygulanacak. Haliyle bütün tesislerin fiyatları da ona göre olacak.. Turizm Bakanı, konunun bu tarafıyla ilgili sadece. O da bir işletmeci sonuçta ve işletmeler açısından bakıyor meseleye.

Peki diğer sahiller, yazlıkları olanlar, halk plajları ne olacak? Buna dair açıklama yapacak birileri var mı? Denetimi nasıl yapılacak? Misal bütün plajları özel kişilere kiralayıp, şezlonglar arası mesafe kuralını onların denetimine mi bırakacaklar? Yoksa halkın kendi kendisini denetlemesini mi rica edecekler? Girişte insanların ateşini ölçen olacak mı? Duşlar ve kabinleri kim dezenfekte edecek? Halk sağlığı açısından, deniz suyunun temizliği ve coronavirüs olasılığı konularında kimin güvencesi olacak? Bütün bunları açıklayan yok henüz.. Şehirlerarası ulaşımın serbest bırakılacağı günlere kadar da, açıklayan olmayacak muhtemelen. “Sahilde insan yoğunluğu yok, sorun da yok” denilecek. Açıklanırsa da son anda açıklanacak herhalde.. Sonra tüm sahiller dolacak. Peki sonra ne olacak? Virüse karşı tam başarı olmadan, yaz turizminde bu koşullarda tam serbestlik olursa ne olacak? Bu konuda, yerel veya merkezi ölçekte sorumluluk alacak biri çıkar mı dersiniz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir