Ülkede henüz konuşulmaya başlanmamış, varlığı bilinmesine rağmen ismi konulmamış muhafazakar ideolojinin çelişki ve ikiyüzlülüklerini yazacağım.
En büyük çelişki, çok iğrenç kabul edilmesine rağmen zinaya düşülmesidir.
Zinada keyif almaya başlandığında veya alışkanlık haline geldiğinde, yaşama biçimi ray değiştirip seküler bir yaşam sürülmeye başlanır. Ya da ikiyüzlülük kişinin bünyesinde yer edinmeye ve onun karakterine dönüştürmeye başlar.
Ancak bu birdenbire olmaz. Bu süreç çok sancılıdır ve dönüşümü yavaş yavaş gerçekleşir.
Bazen bu ikiyüzlülüğü kaldıramayanlar, eski yaşantılarının tam tersine savrulup eski hallerine iğrenerek bakarlar.
Nerede sakallı veya kapalı birisini görseler, hem iğrenerek hem de nefretle bakarlar.
Aslında ne iğrendikleri ne de nefret ettikleri sokakta gördükleri insanlar değildir. Belki de inancı gereği çok temiz olan veya olmayan insanlar değildir. Onlardan hem iğreniyor hem de nefret ediyor olması, onların giyim kuşamlarının kişiye eski halini kendisine hatırlatıyor olmasından ileri gelir. Yani aslında kendisinden iğreniyordur.
İkiyüzlülüğü kaldırabilenler ise fırsatını bulduğunda zina yapmaktan imtina etmez. Yeri geldiğinde haksız kazanç yollarını bulduğunda, bu yolla para elde etmesi şaşırtıcı olmaktan çıkar. Tabii bu yaşam biçimi onun çevresi sebebiyle yalana da başvurulmasına sebep olur. Adım adım bir zamanlar yücelttiği değerlerden uzaklaşmaya başlar ve bir noktadan sonra elinde körü körüne savunduğu muhafazakar ideoloji kalır.
Muhafazakarlık, bir yaşam biçiminin onu sahiplenenler tarafından fesada uğratılarak bir ideolojiye dönüşmesine çok iyi bir örnektir.
Üstelik muhafazakar ideoloji, karşı çıktığı diğer ideolojik yaklaşımlara çok benzer. Neredeyse aralarında yaşam biçimi olarak hiçbir fark yoktur. Fakat muhafazakar ideolojiye bağlı birine bunu fark ettirmek çok zordur. Diğer ideolojilerde olduğu gibi, çünkü farkındalık bir kapasite meselesidir.
Zinaya düşmek genelde çevresel faktörlere bağlıdır. Ekonomik gelişmişlik, modern hayatın içinde var olmaya ve üretim kapasitesiyle ilgili olması gibi. Aynı şekilde yolsuzluk yapmak da bazı koşullara bağlıdır. Koşullar yolsuzluk yapmaya elverişli hale gelince, önceden çirkin görülen şey cazip bir hal almaya başlar. Kişinin söz konusu şeye zaafı derecesine göre kendisine çekip onu yutmaya başlar.
Ülkedeki muhafazakarların önderi kabul edilen tipler, yaşadıkları çağı anlayıp doğru ilişki kurabilmiş değillerdir. Kaldı ki onları takip edenler çağı doğru okuyup üretken olsun. Bu kesim, ülkedeki zavallılar sınıfıdır.
Bir inanç sistemi, ideoloji veya dünya görüşü, ona bağlıların söz konusu değerlere sahip olmalarıyla yücelir. Değerlere sırt dönüldüğü zaman ise alçalır.
Bugün aslında inançtan besleniyor olması lazım gelen muhafazakarlığın bir ideolojiye dönüşmesinin nedeni de söz konusu değerlere sözde sahip çıkıp pratikte işte sırt dönülmesidir.