Biz tam da o geçiş dönemi çocuklarıydık, tam da o dönemde yetiştik.İkinci Kuşak Cumhuriyet çocukları .Atlara da binen ,öküzde kullanan, traktör de,şimdilerde otomobile de binen ve internette dünyayla bütünleşen ,bilişimi ve bilgi denizinde de yüzen ,çocuklarımızın İnternetçi amcalarıydık biz. At İle öküz ile karasabanla ,Demir pulllukla atlarla tarla sürülen, orak ile buğday biçilen ,buğday demetlerinin yığın yapıldığı aylarca süren patoz harmanları,düven koşulan,tınaz savrulan yıllar.Dedelerimiz bize o zor günleri anlatırdı ,bunlar iyi günlerimizdi. Onlar savaş döneminde bitki köklerini yediklerini ,Selanik’ten, Kavala’dan yüzyıllarca yaşadıkları köylerinden göç yollarında ne büyük acılar yaşadıklarını, nasıl geldiklerini ,gemiden indikleri günleri ve iskelesi bile olmayan köylerine yeniden hayata nasıl tutunduklarını nasıl iskan edildiklerini anlatırlardı.Çocuk aklımızla hayal mayal onların kendi aralarındaki konuşmalardan hatırlıyorum o günleri. Annemin Mutuş (Mustafa) dedesinin söylediği O söz çocuk aklımla beynime çakılmıştı sanki “Ey be kızanlar bu bizim SELANİKLİ Mustafa olmasaydı biz nereye gidecektik?” Bu sözün ne anlama geldiğini ancak yıllar sonra anlayabilecektim .İşte bu söz herşeyin ama herşeyin özetiydi. Onlar bir tarihi bir devrimi ,bir dönüşümü yaşıyorlardı .
Babam Terzi Hasan 1340 (1924)doğumluydu okuma yazmasını askerde öğrenmiş beş çocuğunu Cumhuriyet’in onlara verdiği eskan hakkı dedikleri tarlalarda çiftçilik ile besleyip yetiştirmişti.Annem ise köye açılan Cumhuriyet’in ilk mekteplerinde öğrenmişti okuma yazmayı , CUMHURİYET’i ve Atatürk’ü.İşte biz de o yıllarda tanıştık CUMHURİYETİN aydınlığıyla.Köyümüzün İlkokulunda öğrendik ABC’yi ve Atatürk ‘ü.Ilusal bilinç o yıllarda kazınmıştı beynimize ,23 Nisan ve Cumhuriyet bayramlarında köydeki okulumuzda Defne yaprağı İle süslenmiş kürsülerde nutuk okurken öğrenmiştik ATATÜRK ‘ü.Yoksulluk var ,yokluk var ,doğru dürüst yol yok araba yok ,elektrik yok,traktör yeni yeni ,ilkokuldan sonra gidecek okul yok,hani derler ya mum ışığında kitap belledi bizim kuşak öyle yani.Biz CUMHURİYET ‘in ikinci kuşaklarıydık,devrimlerin ,aydınlanmanın ışıklı yolunda ilerleyen TÜRKİYE ‘nin ATATÜRKÇÜ evlatlarıydık.Cumhuriyet devrimlerinin kurduğu laik eğitim sisteminin içinde yetişiyorduk,bilimi ve aydınlığı görüyorduk, laboratuarlarda deney yapıyorduk ,sudan buhar buhardan su yapıyorduk biz böyle yetiştik.Biz Köyden ürkek ve çekingen çıkan köy çocukları Cumhuriyetin Okullarında ,aydınlık bilim yuvalarında dünyayı tanıyan anlayan ÖĞRETMEN ,AVUKAT DOKTOR yada bilinçli çiftçi,ama herşeyden önce iyi bir yurttaş olduk.
Bilimi ,Özgürlüğü, eşitliği ,demokrasiyi ,barışı öğrendik .Sosyal Adaleti öğrendik,Eğitimde fırsat eşitliğini öğrendik.Bu ülkeyi kurtarmak İçin 256 kg topu sırtlayan Havranlı Koca SEYİT ‘in de,onun torunun da ,Misakça köyündeki sığırtmaç Memedin oğlunun da İstanbul saraylarında yaşayan çocuklarla eşit haklara ,bu ülkenin ormanından,toprağından,madenlerinden kazanılan her kuruşta hakları olduğunu öğrendik.Dedelerimizin bu vatanı bir avuç zengin refah içinde yaşasın da bizim çocuklar ırgat olsun onlara kulluk etsin diye kurtarmadığını öğrendik.Bunun için mücadele ettik ,ADALET dedik .EŞİTLİK dedik .Yoksulluk insanların kaderi değildir dedik.Böyle bir Türkiye için mücadele ettik ve siyaset yaptık.İşte yaşadıklarımızdan sonra gördük ki Büyük ATATÜRK ‘ün “CUMHURİYET kimsesizlerin kimsesi “bu idi .
Anadolu’nun pekçok köyünde bir köylü çocuğunu alıp CUMHURİYET’in okullarında ÖĞRETMEN de AVUKAT da ve MİLLETVEKİLİ de yapabiliyor.Çocukluğumuzun o yokluk yıllarını,üçüncü kuşak Cumhuriyet yani bizim çocuklara anlattığımızda inanılması güç geliyor onlara ama yaşanan tarih böyleydi.Dedemin bize söylediği sözü şimdi çok daha iyi anlıyorum.O bu millete halkının mutlu ve mesut yaşayacağı bir VATAN vermişti,ve herkesin eşit ve özgür ayrıcalıksız yaşayacağı bir CUMHURİYET armağan etmişti .CUMHURİYET ‘imizin 100 Yılı Kutlu OLSUN.Bu uğurda can veren ,CUMHURİYET için varlığını feda eden başta ATA’larımızın ruhları şad olsun.
28 Ekim 2023
Namık Havutça 24,25,26. Dnm Balıkesir Milletvekili