21 yıllık AKP iktidarı elindeki siyasi gücü, demokratik ve laik cumhuriyet rejiminin kuralları dışına çıkartmış, hukuk dışı yasalar sonucunda tüm devlet kurumlarını ele geçirmek için sistemli bir şekilde kadrolaşmış ve kendilerine karşı olanları bir şekilde yargılayıp, susturmuştur. Hukuk dışı tutum ve davranışlarda bulunan, kendi ordusuna düşmanlık yapan AKP iktidarı, sivil darbe yapmıştır ve bunu topluma ‘ileri demokrasi’ olarak yutturmuştur. 17 Nisan 2017 tarihinde mühürsüz, sahte oylarla rejimin değiştirilmesi tam bir sivil darbedir. AKP iktidarı ile yıllardır sivil darbe yaşayan ülkemizde, 14 Mayıs seçimleri yapıldı.
Cumhurbaşkanlığı seçimi 28 Mayıs tarihinde yapılacak ikinci tura kaldı. Bu turda Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu yarışacak. İlk turda %49,51 oy alarak çok az bir farkla seçimi kazanamayan Tayyip Erdoğan’ın, %44,88 oy alan Kemal Kılıçdaroğlu’na göre ikinci turda daha şanslı olduğu söylenebilir.
Milletvekili seçimlerinde de AKP birinci parti olarak çıktı ve 267 sandalye kazandı. Cumhur ittifakı olarak da 322 sandalye kazanarak, çoğunluğu sağladı. CHP her zaman olduğu gibi hemen hemen aynı oranla %25,33 oyla 169 sandalye kazandı ve millet ittifakı olarak 213 sandalyeye ulaştılar.
Seçime CHP listesinden giren millet ittifakının küçücük partileri 37 milletvekili ile temsil hakkı kazandı. Deva 15, Gelecek Partisi 10, Saadet Partisi 9 ve Demokrat Parti 3 sandalye aldı. Bunlar, TBMM açılınca CHP’den ayrılıp kendi partilerine geçince, CHP’nin 132 milletvekili kalacaktır. 2018 seçimlerinde 146 milletvekili çıkarmış olan CHP’nin, bu seçimlerde milletvekili sayısı 132’ye düşecek ve böylece bir önceki seçime göre milletvekili sayısı 14 azalmış olacaktır.
14 Mayıs seçimleri CHP açısından başarısız bir sonuçla bitmiştir. Millet ittifakındaki deva, Gelecek, Saadet ve DP’nin, CHP’ye ve millet ittifakına hiçbir katkısı olmadığı gibi, oyların yitirilmesine neden olmuştur. CHP sadece İyi Parti ile ittifak yaparak seçime girseydi, bu 37 milletvekilini yitirmeyeceği gibi, daha da arttırabilecekti. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı oylar da CHP, İyi Parti ve HDP oylarının toplamıdır. Bu sonuç, muhalefeti birleştirerek millet ittifakını oluşturmasını, “Kılıçdaroğlu’nun Siyasi Başarısı” olarak yorumlayanların öngörülerinin ne kadar yetersiz olduğunu kanıtlamaktadır. Ve böylece Kılıçdaroğlu, yenilgilerine bir yenisini daha eklemiş oldu.
Zafer, Memleket, Yenilik, Adalet gibi partiler önemsenmedi. Ama AKP’nin eskilerini alarak, milletvekili listelerini ikinci cumhuriyetçi, Fetö, PKK gibi şaibeli isimlerle doldurup, HDP’nin desteğine sığınılarak girilen seçim, büyük bir düş kırıklığı yaratmıştır. “Geliyor, gelmekte olan”, “Türkiye hakkını alacak”, “Ankara hakkını alacak” gibi anlamsız sloganlarla, yetersiz adaylarla seçime girilirse, sonucun bu olması doğaldır. Meral Akşener’in, “Kılıçdaroğlu ile olmaz” söyleminin ne kadar doğru olduğu da görülmüştür.
Mühürsüz oylarla rejim değiştirilirken AKP iktidarının başbakanı ve bakanı olanlarla, Sivas kıyımının sorumlularıyla, nurcularla yapılan ittifak ile vatanın ve milletin birliği tehlikeye atılmıştır. Böyle bir tehlikeye karşın “Anayasa’dan Türklüğü çıkaracağız” diyenlerle ve cemaatleri savunanlarla ittifak yaparak başarılı olunamayacağı çok söylenmişti, yazılmıştı. Üstelik bunların seçmen kitlesi de yoktur ve ne yazık ki hepsi emek harcamadan milletvekili olmuştur. Küresel güçlere hizmet edenlerle bir yere varılamayacağı görülmüştür. Ulusalcı, bilinçli ve güvenilir kadrolarla oluşturulan güçlü bir birliktelikle başarıya ulaşılır ve halkın desteği çok daha fazla olur. İşte şimdiki gibi yapılan temelsiz ve ideolojik olmayan birlikteliklerle hem CHP yitirir, hem de ülke.
Bunlar altılı ganyan olarak kurulan ittifakın başında da, seçimler öncesinde de çok söylendi ve çok yazıldı. Ancak Kılıçdaroğlu şakşakçılığı yapan bazı gazete ve televizyonlar ile yazar ve yorumcuların dolduruşuyla bugün gelinen durum içler acısıdır. Atatürk’ün partisi, Atatürk’ten kaçmaktadır. CHP’nin elinde kalacak 132 milletvekilinin büyük çoğunluğu Atatürk’ten, ilke ve devrimlerinden uzaktır. Bu kötü projeyi hayata geçirmekle görevli olanları ve destek verenleri tarih affetmeyecektir. Koşullar ne olursa olsun, tam bağımsız bir Türkiye için, eşsiz liderimiz Atatürk’ün yolundan yürüyeceğiz; azim ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. CHP Atatürk’ün partisidir ve bizimdir..
Azim ve Karar
Suay KARAMAN yazdı..