2019 yılı aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan korona virüs, Dünya genelinde yayılarak bir salgın hastalık olmuştur. Dünya Sağlık Örgütü, bu durumu ilk olarak “kamu sağlığı acil durumu”, daha sonra da “pandemi” ilan etmiştir. Dünya Sağlık Örgütüne göre bir hastalığın pandemi olarak ilan edilebilmesi için; hastalık etkeninin (virüsün) yeni veya mutasyona uğramış etken olması, insandan insana kolayca geçebilmesi ve sürekli bulaşabilmesi, etkenleri aranmaktadır. Bu açıdan bakıldığında virüsün ne kadar tehlikeli olduğu ortadadır.
Dünyada hal böyleyken ülkemizde bu virüs ilke kez 11 Mart 2020 tarihinde görülmüş ve önlemler alınmaya başlamıştır. Henüz tedavisi bulunmayan bu hastalıkla ilgili tek karar; virüsün yayılmasını en aza indirmek amacıyla sosyal izolasyon kararıdır. Ancak virüsün ne kadar tehlikeli olduğu bizim ülkemizde yeterince kavranmamış olacak ki alınan kararların erken sonlandırılması ya da verilen tarihlerin öne çekilmesine karar verilmiştir. Evet, YKS sınavının tarih değişikliğinden ve üniversitelerin akademik takvime dönebilme kararlarından bahsediyorum. Bu virüse karşı yapabileceğimiz tek şey birbirimizden uzak durmakken alınan yanlış kararlarla virüsün daha çok yayılmasını sağlamaktan başka bir şey yapmıyorsunuz, üstüne üstlük üniversite tarihini geriye çekmek de cabası. Üniversite sınavına hazırlanan bir genç olduğunuzu düşünün; bir salgın başlıyor, planlarınız alt üst oluyor. Sonra sınav tarihinin 28 Temmuz tarihine alındığını öğreniyorsunuz; bir nebze olsun içiniz rahatlıyor sizi düşündüler sanıyorsunuz; sonra sınava 80 gün kaldığını düşünürken bir akşam, sınavı tarihinin 1 ay geriye alındığını ve sınavınıza sadece 50 gün kaldığını öğreniyorsunuz; 20 saniyelik bir açıklama hayatınızı, tüm planlarınızı mahvediyor! Twitter’daki bir milyon öğrencinin YKS tarihime dokunma diyen haykırışlarına kulak tıkayarak verilenen kararla, turistlerin dövizine sizden, sizin geleceğinizden daha çok önem verildiğini anlıyorsunuz. Senaryo değil bunlar, yaşananlar; o görmezden gelmeye çalıştığınız gerçekler. Peki, Üniversitelerin akademik takvime dönebilecekleri söylenmesi…
Bu kararı fırsat bilen bazı üniversiteler de öğrencilerini, onların canlarını hiçe sayarak derse- sınava çağıyor, üstüne sosyal mesafe kurallarına uyarak ders yapılacağını söylüyorlar, Şaka gibi! Ama değil… zaten sıkış sıkış sığdıkları amfilerde nasıl sosyal izolasyon kurallarını uygulayacaksınız? Hadi onu bir şekilde halletmeye çalıştınız; onlarca öğrenci toplu taşıma araçları uzun süre boyunca kullanacak, 2 hafta için üniversiteye gidip döndüklerinde; en büyük risk grubunda olan yaşlı aile bireylerinin yanına dönecekler…
Bunların hepsi nasıl yapılabildiniz, hangi akla hizmet bu davranış? Belli ki sadece onlar öğrenciler, diye düşündünüz, hiç önemsemediniz. Ama şunu unuttunuz, ülkenin geleceği gençliktir. Tüm bu yaptıklarınızın yanınıza bırakılmayacağını en güzel şekilde şu sözlerle belirtti o gençlik; GELECEK BİZİZ, GİDECEK SİZSİNİZ!
GELECEK BİZİZ, GİDECEK SİZSİNİZ!
Last modified: 19 Eylül 2020