Bugün Belediye Nikâh Salonunda Belediye Başkanı Tolga Tosun’nun katıldığı CHP ve İyi Parti İlçe Başkanlarıyla ortaklaşa bir basın açıklaması yapıldı. Katılımcı sayısı fazlaydı. Fazlaydı derken yeni kişilerin ya da yapılanmaların katıldığını sanmayın. Katılanlar “Sen, ben bizim oğlan” örneği aynı kişilerdi. Zaten muhalif kesimlerin katılmasının istenmediği toplantı sonunda anlaşıldı.
Basın Açıklamasının özüne dönecek olursak… Öz diye bir şey yoktu. Rahmetli Aziz Nesin yaşasaydı ve bu toplantıya katılsaydı güzel bir Zübük Hikâyesi daha çıkarırdı. Toplantı boyunca “Büyüklere Masallar” anlatıldı.
Nemi anlatıldı? Kısaca anlatayım.
Önce bu alanın neden yeşil alan kalmasının gerekçelerini anlattılar. Bandırma’nın dikey yapılaşmanın egemen olduğu sıkışmış bir şehir olduğunu söylediler. Şehrin nefes alacak yerlerinin az olduğunu anlattılar. Hızla artan nüfusun yeşil alan ve mesire alanı ihtiyacını karşılamadığından söz ettiler. Sonra konunun nasıl buraya geldiğini anlattılar. Yok efendim yıllar önce bu alanın tapusu siyasi güçle Büyükşehir Belediyesinin mülkiyetine geçmişmiş, sonra biz gelince uzlaşmacı yeni bir dil kullanarak Yücel Abiyle iyi ilişkiler kurup şehri ortak akılla yönetmek istemiştik, Yücel Abi bize burasını ortak projelendirmenin ötesinde yarısının tapusunu vereceğini kendi danışmanları ve partilileri huzurunda söz verdiydi, bizde Baski’den alacak verecek hesabını yeniden görecektik de, baştan böyle anlaşmıştık da fakat sonradan bizi devre dışı bırakıp imara açtıydılar da….vb. vb.
Saatler boyu konuşulanların özeti şöyleydi.
-Arkadaşlar bu alanın imar planına biz baştan itiraz etmedik. Hatta bizden bir taslak istediler biz de onu hazırladık. Buna karşılık ortaya çıkacak olan ranttan bizde faydalanacaktık. O yüzden sesimizi çıkarmadık. Fakat ilerleyen zaman içerisinde bizi devre dışı bıraktılar. Bizde bu rantı Büyükşehir’e bırakmamak adına “çevreciliğimizi” öne çıkararak yarın yapılacak oylama öncesi şov yapıyoruz. Onun için aynı gün Demokrasi platfomunu harekete geçirdik akşamda sizleri buraya topladık. Yoksa eğer bizi rant paylaşımında devre dışı bırakmasalardı itiraz falan etmeyecek hatta bakın uzlaşma içinde kenti yönetiyoruz diye yine politik malzeme çıkaracaktık.
Ne eksik ne fazla. Bana göre ana tema bu. Bu kanının oluşmasını sağlayan onlarca gerekçe sayabilirim. Örneğin; Misakça’daki Karides çiftliği için önde başkan, eski-yeni milletvekilleri avaneleriyle basın açıklaması yaparken yanından geçtikleri 40 bin dönüm üzerine kurulacak olan ağır Metal OSB’nin yarattığı çevre katliamını görmediler. Yine Bandırma’da kişi başına düşen 1.50 m² yeşil alanı 2.80 m² ye çıkarmakla övünenler Malta Deresinin dibindeki heyelan riski taşıyan alanı yapılaşmaya açmaktan çekinmeyenlerdir.
Bu yargının oluşmasını sağlayan gerekçelerden bir diğeri şehrimizin güzide çevre derneği başkanı Gönen Çayı’ndaki kirlilik hakkında TV’ye röportaj verirken Çay’a gidip resim çektiren değerli başkan mutlak tarım alanlarının talanını maalesef ki göremiyor ve tek bir cümle kuramıyor.
Bugünkü basın açıklaması tam bir takiyyedir. Takiyye İslamcı partilerden siyasal dilimize yerleşmiş olsa da bu yöntemi sadece onların başvurmadığının kanıtıdır.
Askeri Çamlığın tapusunun Büyükşehir’e geçtiğinde imar planlamalarında itiraz etmeyip “Yücel Abiyle” uzlaşmacı yönetim iddiasında olanlar Bandırma’yı ve çevreyi savunamaz.
Toplantının sorular bölümünde gördük ki bugünkü Basın Açıklaması tam bir tiyatrodan ibaretti. Bir katılımcının sorusuna verilen yanıt basın açıklamasının şovdan ibaret olduğunun kanıtıdır.
Soru; “Sayın Başkan bu alanla ilgili itiraz gerekçelerinizde haklısınız. Sizi ve burada bulunan katılımcıları kutlarım. Bandırma’yı bekleyen tehlikenin dikey yapılaşma ve nüfus artışı sonucu şehrin yaşanamaz bir hal alacağını söylüyor bu alana sahip çıkıyorsunuz. Peki, hemen 10-15 Km uzaklıktaki Bandırma’ya yoğun bir göç akımı başlatacak, körfezi kirletecek 40 bin dekarlık mutlak tarım alanına kurulacak Ağır Metal OSB alanı için CHP, İyi Parti ve siz neden böyle bir bilgilendirme toplantısı yapmadınız?
Yanıt; CHP İlçe Başkanı Sayın Selim Panç’tan geldi.
Konumuz bu değil.
Çevre bir bütündür itirazından sonra;
O alan Bakanlığın kontrolünde. İnşallah biz iktidara geldiğimizde onu da bakacağız.
Toplantı bitmiştir.
Peki, bugünkü Basın açıklamasını kim inanır?
Valla belki Kadir İnanır. Ama ben inanmadım.
Çünkü tepeden tırnağa takiyye, tepeden tırnağı siyasi kurnazlık.
