Bazen bir fotoğrafa bakmak, bir ülkenin kanlı kaderine bakmaktır. Bazen birinin, bir genç kızın fotoğrafına bakmaksa aslında o ülkenin tam kendisine bakmaktır.
Bazen bir fotoğrafa bakmak, tüm şehrin ve hatta tüm ülkenin gözleri önünde açık açık, alenen, taammüden işlenen adi bir cinayet sonrasında babasını derin devletin o her yanından kan ve intikam damlayan kollarına bırakmak zorunda kalan ve bu yüzden de sevenleriyle birlikte tarifi imkansız acılarla sınanarak asaletin ve sabrın başkenti, kusursuz bir biçimde ete kemiğe bürünmüş haline dönüşen kahırlı bir evladın babasını toprağa emanet ederken ki döktüğü bütün o haklı göz yaşlarının, kendisine bu zulmü, bu insafsızlığı reva gören kansızların zamanla bir kamyon lastiği kıvamına gelmiş o kahrolası kalın derilerinin üzerine, onları fazlasıyla yakıp dağlayacak kızgın bir lav parçası olarak düşmesini istemektir. Bir gün bu kusursuz hayalin gerçekleşeceği umudu ile hayatın bir yerlerine de olsa sıkı sıkıya tutunmaktır.
Bazen bir fotoğrafa bakmak, bir ülkenin kanlı kaderine bakmaktır. Bazen birinin, bir genç kızın fotoğrafına bakmaksa aslında o ülkenin tam kendisine bakmaktır.
Bazen bir fotoğrafa bakmak, hayatın daha ”ısınma turları”nda sayılan genç bir kızın, o yaşlı, o kederli gözlerinden dökülen her bir damla göz yaşıyla daha da derinleşen “vatan” görünümlü bu acılar deryasında ayakta kalma çabasına utanarak da olsa tanıklık etmektir. Onun o naif halinin bile babasını kendisinden vahşice çekip alan aşağılık katilleri alt etmeye, bir umuttur ki onları utandırıp ıslah etmeye fazlasıyla yeteceğinin çocuksu hayallerini kurmaktır.
Bazen bir fotoğrafa bakmak, bir ülkenin kanlı kaderine bakmaktır. Bazen birinin, bir genç kızın fotoğrafına bakmaksa aslında o ülkenin tam kendisine bakmaktır.
Bazen bir fotoğrafa bakmak, koca bir asır boyunca Kürtlere karşı beslenen bu kin ve nefretten bir Türk olarak ölesiye usanmak ve bir daha geri dönmemek üzere bu iflah olmaz vahşiliği, bu bıktırıcı ırkçılığı geride bırakarak kaçar adım uzaklaşmayı istemektir buradan.
Bazen bir fotoğrafa bakmak, bir ülkenin kanlı kaderine bakmaktır. Bazen birinin, bir genç kızın fotoğrafına bakmaksa aslında o ülkenin tam kendisine bakmaktır.
Bazen bir fotoğrafa bakmak, kirli emeller uğruna hayatlarına arsızca el konulan bu kadersiz Kürt çocuklarıyla birlikte o toprağın altına umarsızca girmeyi ve gün ışığını sonsuza dek kendine haram kılmayı gönülden istemektir. Mecbur bırakıldıkları bu korkunç çaresizliğe inat, onlarla aynı mermiyle vurulup ayrı yerlerde toprağa düşmektir.
Uğur Güney Subaşı.