Bugün 23 Nisan, çok korkuyor insan.
Sokağa çıkmaktan, nefes almaktan, düşüncesini ifade etmekten, yardım etmekten, insan olmak için gerekli en temel özellikleri yaşamaktan korkuyor. Bugün 100 yıl önce uğruna ölümlere gidilen ‘’Bağımsız Türkiye’’ diye bağırmaktan korkuyor.
100 yıl önce difteri, sıtma, kolera, bit ve padişah bozmasının saldırılarına rağmen Meclis’i açan kadrodan 100 yıl sonra her türlü hijyen önlemlerinin alındığı meclise gelmeyi korkan milletvekillerine geriledik. O koşullarda açılan ve içerisinde her türlü muhalif grubun olduğu bir meclis yokluk içinde Kurtuluş Savaşı verirken en sert tartışmalar yaşanırdı. 100 yıl sonra katillerin, çocuk tecavüzcülerinin, uyuşturucu baronlarının ve bil cümle hırsızların itirazsız af edildiği bir meclise geldik. Bir yandan savaşırken bir yandan ülkenin geleceğini planlayan bir meclisten, ‘’maske sorununu çözememiş’’ bir iktidara alkış tutan meclise geldik. ‘’Diktatör’’ denilen Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya her türlü eleştiri yapılırken, bugün ‘’Diktatör’’ sözcüğünü tek başına kullanmaya korkar hale geldik. ‘’Diktatör’’ denilen Mustafa Kemal Paşa her uygulamayı Meclis Kararına dayandırırken bugün KHK’larla yönetilir hale geldik.
***
100 yıl sonra nereye geldik? Tekel satıldı. Abdülhamit döneminde uygulamaya giren ‘’Reji İdaresi’’nin yaptığı baskılar sonucu yazılan ‘’Çökertme’’ türküsünün ilahi veya rap tarzını yazar hale geldik. Çiftçi bitik. Dün TÜİK’in açıkladığı Tarımsal Girdi Maliyetleri yanlış değilse, yalan. Yatlarda, gemilerde, kotralarda, mücevheratta uygulanılan ÖTV ve KDV oranları çiftçinin temel girdisi mazotta uygulanmıyor. Covit-19 dolayısıyla 2021 yılında ülkeler tohum, ilaç ve gübre başta olmak üzere tarımsal üretime yönelik girdilerde üretim sıkıntısı yaşayacaktır. Temel girdileri ithalata dayalı bir ülke olarak gelecekte yaşanılacak kriz çiftçiye 2021’de daha çok vuracaktır. ‘’Paramız var alıyoruz’’ diyeceğiniz 100’ün üzerindeki gıda kalemini ithal etmekte zorluk yaşanacaktır. Bunları görmeyen bir meclise geldik.
***
Nerden nereye geldik?
Bugün sanayi,finans işbirlikçilere teslim, finans . Turizm Umre Seyahatleri temelinde Diyanete teslim, dış işleri Egemen’in büyükelçi olduğu dönemlerdeki bir zihniyete . Sivil toplum deyince tarikatlar ve vakıflar, bilim deyince ‘’Hizbullahçı İlim Yayma Cemiyeti’ne, yurttaşlıktan kula geldik. Bir dönem Fethullah’a alkış tutanların üstüne gidilemediği buna yönelik önergeleri red eden bir meclise geldik.
***
1946 Yılında çok partili rejim için CHP’den ayrılan Celal Bayar ve arkadaşlarına dönemin yöneticileri hiçbir zaman hırsız, uğursuz, hain vb sözler söylemedi. Oysa bugün iktidar partisinin bir dönem vazgeçilmezi olan çakma veliahtlar başka parti kurunca yenen hurmalar etkisini göstermeye başlıyor. Ama uzun sürmüyor. Çünkü o hurmaları hep beraber yediler. ‘’Parsel parsel sattı’’sözü hemen kapatılıyor. Sözü söyleyene bir makam veriliyor maddi manevi vicdanlarda FETÖ’den beraat ediliyor.
***
Muhalefet beceriksiz. Sorunlara çözüm üretmekten aciz. Başta Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve ismini sayamadığım belediyelerin başarısından prim yapmak istiyor. Ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilmez bir hali var.
***
Covit-19 dünyayı hiçbir savaşın, hiçbir doğal felaketin etkilemediği kadar etkiliyor. Sarsılmaz sanılan emperyalist ülkeler ve kapitalist yönetim anlayışının kâğıttan bir kaplan olduğunu görüyoruz. 100 yıl sonra tüm toplumsal yapımızı yeniden şekillendirmenin zamanı geldi. Bunun için bir model veya düşünce sistemi aramaya gerek yok. Kemalist İlkelerin devamlılığını sağlayan DEVRİMCİLİK ilkesi uyarınca altı ilke bugünün koşullarına göre yorumlandığı takdirde şaşmaz bir yol gösterici olacaktır.Adı Komunist olsa da Atatürk’ün ekonomi modelini kendi coğrafyasına uyarlayan Çin ‘in ekonomide dünya lideri olduğunu gözden kaçırmayın. Koşullar ortadadır. Koşullar aklı, bilimi ve halkçılığı yani toplumculuğu öne çıkarmaktadır.
***
Yüz yıl önce ölümden korkmayan inançlı insanlardan, yüzyıl sonra inansız bir meclise geldik.
YÜZ YIL ÖNCE, YÜZ YIL SONRA
Last modified: 19 Eylül 2020