Corona virusa bağlı pandemi tüm dünya’da hızla yayılırken, bu salgına karşı ülkemizdeki mücadele artık koruyucu ve tedavi edici tıp uygulamaları safhasına evrilmiştir.
Bu bağlamda; COVİD-19 salgın yönetimini 2 basamakta değerlendirmek mümkündür;
- 1-) Sağlık Hizmetleri altyapısını güçlendirmek için yapılacaklar
- 2-) Sosyal Hizmet altyapısını güçlendirmek için yapılacaklar
Her iki basamakta birbiriyle doğrudan ilgili ve birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Virus’a bağlı bir pandemi ile karşı karşıyayız ve bu mücadelede başarılı olmanın en önemli faktörü kişilerin vücut dirençlerinin güçlü olmasıdır.
Vücut direncinin güçlü olması da şunlara bağlıdır;
- Yeterli ve dengeli beslenme, bol sıvı tüketimi
- Yeterli ve kaliteli uyku düzeni
- Stres’ten uzak bir yaşam
- Hijyen kurallarına uymak
- Aktif bir yaşam tarzı (spor, hobi…)
Salgınla mücadelede, bir taraftan hasta olanların tedavisi yapılırken diğer taraftan hastalığın yayılmasını da engellemek durumundayız.
Salgının en fazla yetersiz beslenen, hijyenlerini gereğince sağlayamayan, stres altındaki yoksul halk kesimlerini etkileyeceği kaçınılmazdır.
Bu nedenle gelir düzeyi düşük toplum kesimlerinin beslenme ve hijyen yönünden desteklenmeleri, iş güvencelerinin sağlanması hem onların hastalığa karşı dirençlerini yükseltecek hem de salgının yayılımını azaltacaktır.
Salgının toplum sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinden bir an önce kurtulmak için her iki basamağında birlikte çalıştırılması büyük önem arz etmektedir.
SAĞLIK HİZMETLERİ ALT YAPISININ GÜÇLENDİRİLMESİ
Sağlık hizmetlerinin sunumunda temel amaç; herkesin sağlık hizmetlerine eşit olarak ulaşmasını sağlamak ve vatandaşlara bilimsel zeminde tedavi imkânı sunmaktır. Yaşadığımız bu pandeminin de kendine has özelikleri nedeniyle sağlık hizmetleri sunumunda da birtakım değişiklikler yapmak zorundayız.
Bu değişikliklerin başında corona virüs şüphesi olan hastalarla, kronik rahatsızlığı olan hastaların başvuracakları hastanelerin mümkün olabildiğince ayrılmasıdır. Bu sayede risk altındaki hasta grubu ile virüsü taşıyan grubun karşılaşması engellenmiş olacak aynı zamanda da kronik hastalığı olanların tedavileri aksatılmadan yürütülebilecek ve sağlık personelinin bir kısmı da salgından doğal olarak izole edilebilecektir.
Diğer yapılması gerekenlerse;
Yoğun Bakım yatak sayıları ve donanımları arttırılması ve yoğun bakım ünitelerinin özellikle solunum destek cihazı (ventilasyon) konusunda desteklenmesi ve yoğun bakımda hizmet verecek personele gerekli eğitimlerin verilmesidir.
19.03.2020 tarihinde Sağlık Bakan sayın Fahrettin Koca’nın TBMM genel kurulunda yaptığı konuşmasında; “yetişkin yoğun bakım yatak sayımızın 25.466 adet ve bunun 13.211’inin tam donanımlı” olduğu söylenmiş olsa da bu yoğun bakım kapasitesinin %50’si özel hastanelerin bünyesinde ve büyük kısmı zaten şu anda kullanılmaktadır.
O nedenle; yoğun bakım yatak kapasitemiz zaman kaybedilmeden arttırılmalı ve yoğun bakım hastalarının özel hastanelerin tarafından kabulleri konusundaki çekinceler ortadan kaldırılmalıdır. Ayrıca bu olağanüstü dönemde vatandaşların gerektiğinde özel hastaneleri de rahatlıkla kullanabilmesi için özel hastanelerde alınan ek katkı payları da alınmamalıdır.
Yoğun bakım yatak kapasitemizi hızla arttırabilmek için şehir hastanelerinin açılması gerekçesiyle kapatılan hastaneler de ivedilikle tekrar hizmete alınarak yoğun bakım ünitelerine dönüştürülmelidir. Bu hastaneler gerektiğinde tıpkı Çin’den Türk vatandaşlarının tahliyesinde karantina hastanesi olarak kullanılmak üzere tekrar hizmete alınan Zekai Tahir Burak Hastanesi gibi karantina hastanesi olarakta kullanılabilirler.
Yoğun Bakım ünitelerinde gerekli olacak ilaç, tıbbi sarf malzemeler ve özellikle sağlık çalışanlarının ihtiyacı olan maske, koruyucu gözlük, yüz siperliği, önlük, tulum, alkol, el dezenfektanı gibi kişisel koruma ekipmanlar bugünden yeterince temin edilip stoklanmalıdır. Bu malzemelerin zamanında ve yeterince temini amacıyla üretim yerleri gerekirse kamulaştırılmalı ve üretim kapasiteleri arttırılmalıdır.
Sağlık Personelinin salgınla etkili şekilde mücadele edebilmesinin diğer bir koşulu, virüsü kendi ailesine taşımaması ve nöbet sonrası gerekli dinlenmenin sağlanmasıdır. Bu amaçla sağlık çalışanlarına hastaneye yakın, ücretsiz konaklama imkanları sağlanmalıdır.
SOSYAL HİZMETLER ALT YAPISININ GÜÇLENDİRİLMESİ
Zaman dayanışma, paylaşım ve yoksul halk kesimlerini desteklememiz gereken zamandır.
İhtiyacı olan yoksullara temel gıda maddeleri ve temizlik malzemeleri ücretsiz verilmesi salgınla mücadelenin gereğidir. Yaşadığımız corona virüs salgını bir felakettir ve bu felaketle mücadelede Kızılay da görevini yapmalı ve salgın süresince ihtiyacı olan yoksul kesimlerin beslenme, temizlik ve barınma ihtiyaçlarını karşılamalıdır.
Bu dönemde sosyal hizmetlerin etkili ve hızlı olarak vatandaşa ulaştırılabilmesi için merkezi yönetim ile yerel yönetimlerin tam bir eşgüdüm içinde çalışması da hayati önem taşımaktadır.
Diğer taraftan hastalığa karşı toplumsal direnci yüksek tutmak ve gerekli toplumsal hijyen koşullarını sağlamak için su, elektrik ve doğalgaz faturalarında indirim uygulanmalı ya da ihtiyacı olanlara ücretsiz verilmeli ve bu dönemde kesinti yapılmamalıdır.
Aile yardım sigortası getirilmeli, yoksul ailelere aylık 2.000 tl gelir güvencesi sağlanmalıdır.
Vatandaşların gelecek kaygısı yaşamaması ve ruhsal gerilim içinde olmaması için mevcut iktidarlar vatandaşın kredi kartı borçları ve tüketici kredilerini yapılandırılmalı ve faizsiz ertelenmelidir.
Ayrıca Devlet tarafından hiç kimsenin işsiz kalmayacağı garanti edilmeli, işsizlik sigorta fonu bunun için kullanılmalıdır.
Yaşadığımız bu süreç ulusal bir mücadele bilinciyle sürdürülmelidir. Bu nedenle; hiçbir kurum ve kişi dışlanmadan toplumun tüm kesimleri bu mücadeleye dahil edilmelidir.
Diğer bir önemli husus ise toplumun yaşadığı salgın hakkında doğru ve şeffaf haber almasını sağlamaktır. Burada en önemli sorumluluk mevcut iktidara ve sağlık bakanlığına düşmektedir.
Bunlar yapıldığı takdirde bu hastalığa karşı hem kişisel hem de toplumsal direncimiz yükseltilmiş olur ve bu sayede kısa sürede bu salgının olumsuz etkilerinden hep birlikte kurtulmuş oluruz.
Bu mücadele sürecinde, CHP’nin Hekim milletvekilleri olarak gerektiğinde sahada görev yapabileceğimizin bilinmesini ister, toplumsal olarak en kısa sürede sağlıklı günlere kavuşmamızı temenni ederim. Saygılarımla.
Op.Dr.Fikret ŞAHİN
CHP Balıkesir Milletvekili
Balıkesir Tabip Odası Eski Başkanı