Yaşanan İzmir depremi hepimizin yüreğini bir kez daha yaktı. Maalesef Türkiye deprem kuşağında ve daha önce yaşadığımız Sakarya, Düzce, Yalova, İzmit, Gölcük depremleri de hepimizi derinden sarsmıştı. Son zamanlarda yaşanan en şiddetli depremi yaşamıştık sanki hepimiz göçük altında kalmıştık. Çok acılar yaşandı, çok ocaklar söndü, çok canlar kaybettik. Sonra teşhis konmuştu “Deprem öldürmez, bina öldürür.”
İyi de bu kağıttan, kumdan binaları kimler yapmıştı? Bunlara kim imar izni, oturma izni vermiş, binaları kimler denetlemişti? Bu çöken binaların, bu binaların yıkıntıları altında hayatını kaybeden canlarımızın sorumlusu kimdi? Peki sorumlulardan hesap soruldu mu? Devlet ve belediye çöp, çevre, temizlik, imar vergisi hatta deprem vergisi dahi toplarken kumdan, kerpiçten, kağıttan yapılmış binalarda oturmak zorunda kalan vatandaşların binalarının güvenliğinden sorumlu olanlar nerededir? Belediyeler, Bakanlar deprem sonrası çay çorba dağıtmanın, sözüm ona çöküntü binaların yanında itfaiye erleri ile fotoğraf çektirmenin dışında binalar çökmeden, insanlar yıkılmış binaların altında kalmadan hangi tedbirleri aldılar? Bilen var mı? Deprem bölgesinde vatandaşların canı, malı kendi duyarlılığa ve gücüne kalmış.
Bazı binalar yarılan fay hattının yanında sapasağlam duruyorsa demek ki deprem değil bina öldürüyor. Tedbir diye zamanın hükümeti deprem vergisi getirdi, yapı denetimi getirdi. Bunun dışında arama kurtarma çalışmaları, eğitimleri, kamu binalarının, okulların, hastanelerin, vatandaşların konutlarının deprem dayanıklılığının değerlendirmesi için hazırlık ve tedbirler tartışıldı.
İzmir depremi oldu; bilim adamları bas bas bağırdılar geliyor hazırlanın diye. Bir daha bilimin ve inşaat mühendisliğinin gereklerini yerine getirmezsek daha çok ocaklar sönecek daha çok ağıtlar yakılacak. İzmir depremi bizi bir kez daha olası depremlere yönelik acil tedbirler alınması gerektiğini hatırlatıyor. Olası İstanbul depremi için Aksakal ve Edincik’ten geçen iki fay hattı için Bandırma depremi için acil tedbirler alınması gerekiyor.
Ben de yıllarca TBMM’de olası depremler ile ilgili sorular sordum. Fay hattı üzerinde bulunan Balıkesir’de, Bandırma’da kamu binaları ve okul binalarının deprem dayanıklılığı ne durumdadır? Bir daha bu tür acıları yaşamamak için bu soruları bir kez daha soralım.
Olası 6 ya da 7 büyüklüğünde bir deprem karşısında kamu binalarımızın, okullarımızın, hastanelerimizin, deprem dayanıklılık durumu nedir? Deprem sonrası arama kurtarmaya iyi yetişmiş, eğitilmiş nitelikli uzman eleman durumumuz nedir? Arama kurtarma yapacak devlet ve sivil örgütlerin alet, edevat ve makina durumları var mıdır?
Elbette bu soruların muhatabı 18 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarıdır. Bu konuda hiçbir mazereti de yoktur. Her türlü zarardan, her ölen candan AKP iktidarı sorumludur. Devletin bütün imkanları, yetkileri, gücü onların emrindedir. TBMM’de ihtiyaç duyulan gerekli her türlü kanunu anında çıkaracak çoğunlukları vardır. Cumhurbaşkanlığı Kanun Hükmünde Kararnameleri ile her türlü düzenlemeyi yapma yetkisine sahiptir. Tabi ki belediyeler de aynı ölçüde sorumludur ancak belediyeleri görevleri ve sorumluluklarında denetlemek yine hükümetin sorumluluğudur. Korona günlerinde yaşanan sağlık riskleri karşısında sokakta sigara içmeyi, sokağa çıkmayı nasıl yasaklıyorsan, müteahhitleri de, binaları da öyle denetleyeceksin.
İzmir depremi bize bir kez daha bu soruları ve depreme karşı yeterli önlemimiz olmadığını hatırlattı. Örneğin toplanan deprem vergilerinin hesabı ve nereye harcandığının hesabı verilemedi. Yaşadığımız süreç ve son İzmir depremi ne yazık ki bize bu soruları bir kez daha sormamızı zorunlu kılıyor. Hani hep deriz ya acılar üzerinden, ölümler üzerinden siyaset yapmayalım diye tamam da, İzmir’de kaybettiğimiz 107 canın, çöken binaların, yeni yapıldığı halde her tarafı çatlayan adliye ve kamu binalarının hesabını sormayalım mı? Şimdi sakin kafayla yaşanan süreci değerlendirerek hataları, ihmalleri, kusurları ortaya koyarak önce hesaplaşacağız sonra helalleşeceğiz. Yoksa göstere göstere depremin İstanbul’a, Bandırma’ya, Güney Marmara’ya geleceğini uzmanlar ve bilim adamları söylüyor. Yetkili ve sorumlular ne yapıyor? Hiçbir şey… Aynı filmi tekrar izlemeyelim “Deprem öldürmez, binalar öldürür” tamam da bu binaları bulduk mu?
Av. Namık Havutça
24.,25. Ve 26. Dönem CHP Balıkesir Milletvekili