5 Ekim Dünya Öğretmenler Gününde öğretmenler yine mutsuz, yine umutsuz….
Keşke iyi ve güzel şeyler söyleyebilsek keşke umut ve sevinç verebilsek öğretmenlere. Türkiye bütçesinde; eğitim sistemine, gençlere ve geleceğe, bilime yatırım yapmak yerine, MEB bütçesinden yatırıma ayrılan paylar sürekli kısılıyor. 2002 yılında %17,18 olan pay son iki yıldır %5’in altına indiriliyor. Bu yönetim anlayışı ile öğretmenler yoksulluktan, öğrenciler tarikatların burs tuzaklarından, veliler umutsuzluk ve gelecek kaygısından kurtulamaz.
18 yıllık AKP iktidarında ne yazık ki eğitim sistemi bütün okulları dini eksenli bir anlayışa sürükledi. AKP eğitim politikalarını belirlerken kafasında sadece dini referanslarla hareket ediyor. Okullardaki yöneticilerin, müdürlerin çoğu din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerinden atanıyor . Sanki diğer branştan öğretmenler yönetme liyakat ve niteliğine sahip değiller. Eğitim iş kolunda, öğretmenlerin ve diğer eğitim çalışanlarının haklarını savunması gereken sendikalar adeta AKP iktidarının eğitim kolu gibi. Öğretmenlerin özlük ve ekonomik hakları ile ilgili açıklamalarında, iktidara yönelik tek bir eleştiri ve itiraz göremezsiniz.
Yapılan araştırmalar, öğretmenlerin giderek yoksullaştığını gösteriyor. OECD ülkeleri arasında en düşük maaş ve ders ücretinin Türkiye’de alındığını biliyor muydunuz? Öğretmenler AKP’nin iktidar olduğu 2002 yılında 470 TL maaş ile 14,6 çeyrek altın alabiliyorken, 2020 yılında ise 4.270 TL maaş ile sadece 5,6 çeyrek altın alabiliyor. Öğretmenlerin gelirlerinin ve yaşam standartlarının 2/3’sini kaybettiklerini biliyor muydunuz? Bu şartlarda öğretmenler günü kutlu olsun nasıl diyeceğiz. AKP iktidarının özelleştirme aldı altında yürütülen ver kurtul sat kurtul politikalarının sonucu devlet herkese eşit, parasız ve adil olarak vermesi gereken eğitimi de nerde ise özel okul ve özel üniversiteler ile eğitimin tamamını paralı hale getirmiştir. Eğitimde çocuklar için fırsat eşitliği ve parasız kamusal eğitim artık hayal olmuştur. Paran kadar eğitim, paran kadar öğretim geçerli hale gelmiştir. Oysa yapılması gereken ve devletin asli görevi; Anayasamız ve Milli Eğitim Temel Kanunundaki ilkeler gereği bütün çocuklarımıza eşit ve parasız, nitelikli çağdaş eğitimi devlet okullarında, fırsat eşitliği ile vermektir. Nerede bu peki? 18 yıllık AKP iktidarında sosyal devlet, AKP yandaşlarına simit, kek ve bedava kömür dağıtmaya indirgenmiştir. Adil ve eşit olmayan şartlarda yoksul çocukları öğretmensiz ve donanımsız sınıflarda eğitim almaya çalışarak, kolejlerde ve özel öğretmenler ile yetişen öğrenciler ile aynı yarışta yer almaya mecbur bırakılmıştır. Şimdi de Pandemi sürecinde uzaktan eğitim diye bilgisayarı ,interneti olmayan öğrencilerden eğitime katılması bekleniyor. Ey Milli Eğitim Bakanı Devlet okullarında Öğrencilere hiç sordunuz mu? Kaçının evinde internet ve bilgisayar var ,kaçının yok. Bu kadar halktan ve gerçeklerden kopuk bir Milli Eğitim olabilir mi ?Bu haksız ve adil olmayan eğitim düzenini eleştiren öğretmenler ise susturulmuş, ezilmiş ve bastırılmıştır.
Oysa Avrupa ve dünya aileleri arasındaki medeniyet yarışında ülkemizi geleceğe taşıyacak geleceğin gençlerini, ancak bilimsel, üretken, demokratik, özgür düşünen yaratıcı, araştıran, sorgulayan, adalet ve eşitlik duyguları ile ülkesini ve milletini seven dayanışma ve barışı savunan, Atatürk devrim ve ilkelerini benimseten bir eğitim anlayışı ile donatarak bu hedefleri yakalayabiliriz. Uluslararası alanda ülkemizi üst seviyelere taşıyabiliriz. Eğitimin hedefi üreten, mutlu ve refah içinde yaşamımızı sağlayarak, özgür ve demokratik Türkiye’de mutlu bir gençlik ve toplum yaratmaktır. Bu hedeflere ancak bu eğitim politikalarını hayata geçirecek bir siyasi irade ile varabiliriz. Bu hedefleri de ancak; nitelikli, çağdaş, demokratik ve bilimsel eğitimden geçmiş öğretmenlerimiz ile başarabiliriz. 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü Kutlu olsun.
24.,25.,26. Dönem CHP Balıkesir Milletvekili Av. Namık Havutça
5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü
Son düzenleme: 5 Ekim 2020